Arslan  yazısında;

"Maalesef Batman’da sağlık sistemi çöktü. Korkulan oldu ve kentimizde korona vaka sayısı artıkça arttı. Tabir yerindeyse Korona virüsü Batman’da yanardağ gibi patladı.

Yasakların kalkmasıyla birlikte batı illerinden virüs buraya aktı. Virüse yakalanan yakalana… çember daraldı, hepimiz olacağız diye bir kaide kural yok iken herkes kendini alıştırmış bir vaziyette korona olmak için kollarını açmış bekliyor.

Sağlık sistemi çöktü. Önceden de berbattı. Biliyoruz, gördük, ettik. Bölge hastanesinin durumu içler acısı olduğunu yıllardır yazdık çizdik. Açın arşive bakın. Şimdi korona virüsü çıktı, daha beter oldu. Kimin umurunda? Korona test kuyruğunda insanlarımızın halini görüyorsunuz. Hiçbir yetkili çıkıp bu test kuyruğuna bir açıklama yapmıyor. Zira Korona vaka sayılarını da sağlık yetkililerinden değil, hastanelerde çalışan, yakınlarımızda bu hastalığa yakalananlardan öğrenir olduk.

Sağlık sistemi ne hale geldi. Pratisyen hekimler sağlıkta başkanlığa getirildi. Uzman hekimler ikinci plana itildi. Bölge hastanesinde alternatif sistem geliştirilmediğinden yurttaşlarımız korona test kuyruklarında çile çekiyor, eğer hasta değil şüphe üzerine test kuyruğuna girmişlerse de bu illet hastalığa yakalanıyorlar.

Personel yetersiz, otomasyon çalışanları sağlık çalışanlarının işini yapar olmuş, bir kişi gelen tüm kişilerin testini almaya çalışıyor. El insaf torpilli çalışanlar ise ilçelerde görevlendirilmiş, rapor almış, izin almış… ! Denetleyen yok. Sağlık çalışanlarını başımızda taşırken, karşılaştığımız muamele ise tezat durumda. Hastalara bağıran bağırana. Madem çalışan sayısı az, sağlık müdürü de, sağlık başkanları da gerekirse sahaya inecek gerektiğinde test almak için önlüğü giyecektir. Hatırlarsanız daha önce kadın doğum hastanesi baş hekimi kendi makam odasını polikliniğe çevirerek halkın ihtiyacını karşılamış, gerektiğinde odasız kalmayı tercih etmişti. Eğer gerekiyorsa tüm sağlık çalışanları sahaya inecek. Nasıl polis teşkilatında herkes bir olay karşısında sokağa çıkıyorsa sağlık çalışanları da aynı duyarlılığı gösterecektir.

SAĞLIKTA POZİTİF AYRIMCILIK NE ZAMAN SON BULACAK

Halk onca eziyete rağmen test kuyruğunda testini vermeye çalışırken, verilen testlerin de kaybolması vatandaşları çileden çıkarıyor. Testler Malatya, Elazığ gibi yerlere gönderiliyor. Hastanesiniz test makinesini çalıştıracak teknik personel eğitimi yok mu? Sağlıkta yapılan eğitim faturalarını çıkarın, bir eğitim programı böyle önemli cihazlar için bulunamaz mıydı? Antalya 5 yıldızlı otellerde eğitim programlarına harcanan paralardan haberdarız…!

Bölge hastanesi test için yeterli gelmiyor, atıl durumdaki eski devlet hastanesi en azından bunun için kullanılmalı. Yöneticiler ve adamı olanlar için ağız diş hastanesinde yapılan korona testleri, halk içinde kapılarını açmalı. Sağlıkta pozitif ayrımcılık artık son bulmalı.

BAŞHEKİM VE MÜDÜR NEDEN GÖREVDEN ALINMIYOR

Sağlık il Müdürü Dr. Hakan Pamukçu, başarılı bir idareci sözümüz yok. Ama bu yaşanan tabloya karşı sorumluluğu üstlenip gerektiğinde bölge hastanesi başhekimini ve müdürünü görevden almalıydı. Dümdüz alan ve bir futbol sahası kadar büyüklükte olmayan ve hala 2 aydır bitirilemeyen bölge hastanesinin otoparkı covid hastalarına zor anlar yaşatıyor. Bir tarafta bitirilmeyen otopark ve diğer tarafta test kuyruğunda otopark inşaat tozunu toprağını çeken yurttaşlarımız. Bunu başka ülkede yapsanız, sizleri ülkeden kovarlar. Biz de ise müdür olursunuz, başkan olursunuz. Müdürlüğü hakkıyla yapan kişiler ise böyle sağlıksız atamalardan dolayı kurum değiştirir.
HASTANE VAR AMA TEMELİ YOK

Her ne kadar vatandaşlar kurallara uymuyor olsa bile sağlık sistemi buna göre dizayn edilmeliydi. Eski devlet hastanesi boş olarak atıl durumda kaderine terk edilmiş, herkes sahra hastanesi beklerken hastane olarak dizayn edilmiş ve yıllarca atıl halde çürümeye terkedilmiş bu eski hastane pandemi için kullanılamaz mıydı?

Varsa yoksa cami inşaatı, okul inşaatı. Hala bir hastanenin temeli atılamadı. Zamanın Jetfadılın otomobili gibi hayali hastanemiz var. Fadılın otomobili vardı ama fabrikası yoktu, onun en azından tabelası vardı, bizim ismi var tabelası bile yok. Hastane yok hastane! Yakınlarımız, büyüklerimiz, değerlerimizi tek tek kaybediyoruz.

Hani hastane, hani temel, hani kablo…!" ifadelerine yer verdi.