Sağlık personeli, korona ile verdiği bu savaşta yorgun düştü bayanlar baylar.

Çok yoğun koşullarda durmadan, dinlenmeden, oradan oraya koşturdu. Daha önce çalışmadığı bir alanda, bazen acilde, bazen yoğun bakımda, bazen de servislerde çalıştı.

Sevdiklerine hastalığı bulaştırırım stresi ile günlerce onlardan uzak, onların özlemi, onların hasreti ile görevini yerine getirdi.

Yeri geldi dertlendi, kederlendi, hüzünlendi, kimseye bunları söyleyemedi.

Hastaları kurtarmak için her şeyi denedi, çalıştı, çabaladı, strese girdi.

Bütün bunların yanında çalıştığının maddi karşılığını göremedi. Bakanlık “tavandan veriyoruz” falan dedi ama bir çok çalışan bırakın tavanı tabanı vergi yükü altında ezildi, hakettiği ücretleri göremedi. Çocuklarına bakan bakıcılar bile “ Siz sağlık personelisiniz. Sizden bana hastalık bulaşır” diye işi bırakıp ya da iki kat para isterken, sağlık personeli geçim sıkıntısı yaşadı.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi sağlık çalışanlarına yönelik şiddet tam gaz devam etti.

SONUÇ?!

Yorgunluk, stres ve sıkıntı had safhaya vardı.

Ve bütün bunların sonucu olarak kalp krizleri, beyin kanaması, yüksek tansiyon ile genç meslektaşlarımız yavaş yavaş hayatlarını kaybetmeye başladılar...

Ne diyelim...

Allah rahmet etsin...

Kaynak: Sağlıkçının Sesi