Sözleşmeli personelin en büyük talebinin kadro olduğu anlaşılmaktadır. Yaşanan sorunların temelinde de kadrolu sözleşmeli ayrımı yatmaktadır. Sözleşmeli personel, kadrolu personelle kendi durumunu kıyaslayarak haklı olarak kadro talebinde ısrar etmektedir. Sözleşmeli personel istihdamında ısrarın temelinde de bazı bölgelerde personel istihdamında yaşanan sorunlar yatmaktadır.

Kamu kurumları kamu hizmetinin devamı ile personelin aile birliğinde yaşadığı sorunlar arasında tercihte bırakılmaktadır. Bu konuda orta yol bulunması ve ciddi bir çalışma yapılması gerekmektedir. Daha önceki yazılarımızda niçin kadrolu personel istihdamına geçilmeye çalışıldığını detaylarıyla açıklamaya çalışmıştık.

Bazı sözleşmelilerin kadro hakkına sahip olması

Bazı kamu kurumlarında görev yapan bir kısım sözleşmeli personele kadro hakkı verilirken diğer kurumlardaki sözleşmeli personele kadro verilmemesi ciddi tepki oluşturmaktadır. Hatta bazen bu durum aynı kurumda dahi yaşanmaktadır.

Bir okuyucumuz, “Sağlık Bakanlığı'nda KPSS ile atanmış sözleşmeli sağlık personeli daha sonra aynı kuruma aynı unvanla sözleşmeli atananlar 3 yılda kadro alırken 9 yıldır kadro bekliyor. Yani erken atanan kadrosuz, sonra atanan kadrolu ve kıdemli olan daha az maaş alıyor özlük hakları da kısıtlı.” ifadesini kullanmış. Yani aynı kamu kurumunda dahi kadroya geçiş noktasında eşitsizlik yaşanmaktadır. İşte bu durumlar ister istemez birçok sorunu ve tepkiyi beraberinde getirmektedir.

Mazerete bağlı yer değişikliğinde yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personellerin mazerete dayalı nakil talepleri sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esasların ek 3’üncü maddesinde belirtilmiştir. Buna göre eş ve sağlık durumu mazeretine bağlı nakil yapılabilmektedir. Bunun için vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışmış olması, geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması ve kamu personeli olan eşin, kurum içi görev yeri değişikliği mümkün olmayan veya mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması kaydıyla yerine getirilebilmektedir.

Sağlık sebebine bağlı kurum içi yer değişikliği talebi ise mazeret süresince geçerli olmak üzere, personelin geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması, pozisyonunun bulunduğu ildeki devlet ve üniversite hastanesinde kendisi, eşi ve çocukları ile mevzuat uyarınca bakmakla yükümlü olduğu ana ve babasının hastalığının tedavisinin mümkün olmadığına ilişkin sağlık kurulu raporunu kuruma ibraz etmesi halinde yerine getirilebilir. Sağlık mazeretinin sona ermesi durumunda, eski pozisyonun bulunduğu il sınırları içerisindeki aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyona yeniden atama yapılır.

Öğretmenlerde nakil daha da zordur. Sadece eş durumu mazeret hakkı tanınmış olup, bu da her iki eşin sözleşmeli öğretmen olmasına bağlıdır. Sağlık mazereti ise KHK’ya göre mümkün değildir. Ancak, Bakanlığın inisiyatifiyle çok zor şartlarla yapılabilmektedir.

Sözleşmeli okuyucularımızdan gelen taleplerin büyük çoğunluğu bu konuda odaklanmaktadır.

Memurlar açısından eş, sağlık ve diğer mazeretlere bağlı yer değişikliği mümkün olup, diğer eşin kamu personeli olma şartı dahi aranmamaktadır. Haliyle kadrolu personelle sözleşmeli personel arasındaki ayrım kaldırılmadığı sürece kadro talebinin önüne geçilmesi mümkün değildir.

Kurumlar arası yer değişikliğinde yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personelin kurumlar arası yer değişikliği hakkı yoktur. Bu durum ancak mevcut sözleşmesinin feshi ve diğer kurumda yeni bir sözleşme akdiyle mümkündür. Her ne kadar 375 sayılı KHK’nin ek 25’inci maddesi kurumlar arası görevlendirmeye imkan verse de bu durum geçici bir durumdur ve pek kullanılmamaktadır.

Memurların kurumlar arası yer değişikliği hakkı muvafakatla yapılabilmektedir. Kurumlar arası yer değişikliğinin oldukça zor olduğunu belirtmek isteriz.

Kurum içi yer değişikliğinde yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personelin aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyona kurum içi yer değişikliği talebi karşılıklı yer değişikliğine bağlıdır. Yine aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması halinde, eşi şehit olan personelin kurum içi yer değişiklik talebi, bir defaya mahsus olmak üzere yerine getirilmektedir.

Memurların kurum içi yer değişikliği talebi teşkilatın olması kaydıyla oldukça kolaydır. Kadrolu ve sözleşmeli personel arasında kurum içi yer değişikliğinde dahi bu kadar uçurum varsa kadro talebinin önüne geçilmesi oldukça zordur.

İş güvencesi açısından yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personelin sözleşme süresi mali yıl ile sınırlıdır. Sözleşme süresinin sonunda sözleşmenin yenilenmemesi ihtimali (ve idare açısından sözleşme yenilememe tasarrufu) söz konusudur. Ancak, sözleşme feshi idari yargı denetimine tabidir ve gerekçesiz fesihlerde iptal kararı verilmektedir. Sözleşmelerin yıllık olmasının aşırı tedirginliğe sebep olmasına gerek olmadığını düşünüyoruz. Teorik durum böyle olsa da uygulamada ciddi sorunlar yaşandığı okuyucu mesajlarından anlaşılmaktadır.

Memurların 657 sayılı Kanun’un 125/E maddesi hükümleri hariç görevine son verilememektedir. Bu durumda da idari yargı mercilerinde iptal davası açılabilmektedir.

Görevde yükselmede yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personelin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına girerek yükselmeleri mümkün değildir. Ancak, memurlar açısından görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına girerek yükselmek mümkündür. Okuyucularımızdan gelen mesajların çoğunluğu bu konuda ve aile birliğinde yaşanan sorunlarda yoğunlaşmaktadır.

Kademe ilerlemesi ve derece yükselmesinde yaşanan sorunlar

Sözleşmeli personellerin kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi söz konusu değildir. Ancak memurlar aşından kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi vardır. Bu sorunlara çözümün zor olmadığını düşünüyoruz. En basitinden en zoruna doğru çözüm üretilmeye başlanılması gerekmektedir.

Ahmet Ünlü-Yeni Şafak