Öyle bir talep ki ideolojilerden, fikirlerden ve parti farklılıklarından aridir. Biz burada işin siyasi, sosyal ve ekonomik kısmını değerlendirmeyeceğiz. Burada hep yaptığımız gibi devletin kurumlarını uyarma görevimizi yapmak istiyoruz. Karnı doyurma işi mikro ve makro boyutta Tarım ve Ekonomi Bakanlıklarının ve kuruluşlarının işi. Biz bildiğimiz kurumu uyaralım.

Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu salgın krizinde görülmektedir ki artık sağlık politikaları ve bu politikanın kaptan köşkünde oturanların mesleki yeterlilik ve kabiliyetleri sorgulanmalıdır. Hastane bazlı tedavi edici politikalara öncelik verilerek kaynakların buraya aktarılması anlayışı sorgulanmalı, önceliğin ve kaynakların koruyucu sağlığa kaydırılması çalışmalarına başlanmalıdır. Sağlığın planlaması, kerameti kendinden menkul birkaç bürokratın tekelinde değil kurumsal bir yapıda ele alınmalıdır. Tamamen kamusal niteliğe haiz olan sağlığın, özel sektör payı ve ağırlığı tekrar değerlendirilmelidir.

Son sözümüz de salgının bize Ülkemizin en stratejik kurumlarından birini göstermiş olmasıdır; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunu. Bu Kurumun yöneticileri, salgın işi kontrol altına alınıp hayat normale döndüğünde artık gereksiz yurt dışı seyahat ve beş yıldızlı otellerde aktivitelere son vermelidirler. Ülkenin tıbbi cihaz/ilaç/aşı alt yapısını nasıl geliştireceklerine, sektörü teknolojik yeniliklerle buluşturarak katma değeri fazla ürünlerin nasıl üretilebileceğine, Kurumun mevzuat problemlerine kafa yormalı, yol bulmalıdırlar.