2020 yılının haziran ayında Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi’nde bulunan özel bir hastanede yaşanan olayda; hastanede görev yapan yabancı uyruklu kadın doktor E.V., nöbetçi olduğu gece odasında kendisine içki ve hap verdiğini ileri sürdüğü Başhekim tarafından tecavüze uğradığını iddia ederek şikayetçi olmuştu.

Şikayet üzerine gözaltına alınan Başhekimle ilgili kadın doktorun iddiaları kullandığı hap ve içki nedeniyle zayıf düşmesi nedeniyle başhekime karşı koyamadığını, bulundukları odanın kapısını kilitleyerek kendisinin kıyafetlerini çıkardığını söylemişti.

Suçlamalar sonrasında hakim karşısına çıkarılan başhekim, “kendisinin rızası dışında bir şey yapmadım. Bu suçu işlemedim” diyerek savunma yapmış, kadın doktorun avukatı ise “doktor olan mağdurun namus değerleri hakkında yalan söylemeyeceğini” ifade etmişti.

CEZASINDA İNDİRİM YAPILDI

Mahkeme heyeti, A.Ç.’nin 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık başhekimin geçmişi, verilen cezanın geleceği üzerindeki etkileri indirim sebebi kabul edilerek indirim yapılarak 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

Başhekimin karara itiraz etmesinin ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi'nde yeninden duruşma yapıldı.  A.Ç. “kişisel veya ailevi olarak ciddi mağduriyet içerisinde olduğum göz önüne alınarak tahliyeme karar verilmesini talep ederim” dedi.

SAVCI TUTUKLULUK İSTEDİ AMA…

Cumhuriyet Savcısı “tutuklu sanığın üzerine atılın suçun niteliğine suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, suç için öngörülen ceza miktarına göre kaçma şüphesinin varlığı bu durumda adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı da dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesi kamu adına talep olunur” dedi.

Ardından mahkeme başkanı sanığın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesine ve derhal salıverilmesi için tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verdi 

Editör: Haber Merkezi