Kimi yurtta, kimi misafirhanede kimi de otelde kalmak üzere yüreklerini yuvalarında bırakarak yeni yerlerine yerleştiler...

Allah yardımcıları olsun!

Evladını, kardeşini, annesini evden uğurlarken birbirlerine söyledikleri sözler ise insanın içini yakan, acıtan türden...

 "Allah'a emanet ol oğlum!", "Gelemezsem hakkını helal et annem!", "İlaçlarını içmeyi sakın unutma baba!", "Anneanneni üzme çocuğum, yakında döneceğim!", "Dua edin!", "Sakın dışarıya çıkmayın!"...

Ne kadar zordur el sallayıp hoşça kal demek!

Ne kadar zordur gözyaşlarını içine akıtıp arkana bakmadan gitmek!

Zor çok zor...

Ooof of...

Yürek dayanmaz!..

***

Koronavirüs savaşçılarına sallanan el, Çanakkale Savaşı'na giden kınalı kuzuların ardından sallanan ellerle aynı...

Sağlık emekçilerinin sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları okuyunca boğazda düğümleniyor duygular, kelimeler...

"Nöbet boyunca beni düşün anne!" diyor çocuk, hemşire olan annesine.

Hemşire, "Niye?" diye sorduğunda:

"Çünkü beni düşünürsen kendini korursun!" yanıtı...

 "İşini çabuk bitir gel!" diyor başka bir sağlık çalışanının çocuğu...

***

Evet, o kadar çok hikâyeler var ki!

Bazen sözün bittiği yerde mektuplar giriyor devreye, duyguları anlatmaya...

Bakın 8 yaşındaki bir çocuk o minik elleri ve kocaman yüreği ile hemşire olan annesine mektubunda neler yazmış...

"Canım annem... Belki hiç görüşemeyeceğiz ama seni hiç unutmayacağım!.. İnşallah sağlıklı olursun..."

Kalp çizmeyi de ihmal etmemiş tabii...

***

Koronavirüs belası yüzünden elbette hepimizin ruh hali bozuldu, acılarımız arttı ama sağlık emekçileri, aileleri ve yavrularının ki çok ama çok farklı!

Bizlerle kıyaslanamaz bile...

Zor bir süreçten geçiyorlar...

Hele ki çocuklar...

O tertemiz yüreklerinde sessizce ne acılar, ne büyük travmalar yaşıyorlardır kim bilir!

Korku, kaygı, geleceğe dair umutsuzluk...

 ***

Pekii... Ya sağlık emekçilerinin duyguları!

"Evime gelen misafir gibiyim!" diyor bir sağlıkçı ve şunları anlatıyor:

"Ailenizin ve evinizin tadını çıkarın. Evime gelen misafir gibiyim. Sevdiklerime verebileceğim zarar ihtimalinden dolayı yaşadığım korku beni kahrediyor. Her sabah uyuyan eşimin ve çocuklarımın yanaklarını onlar uykudayken hafifçe öper çıkardım. Şimdi ise evden kaçar gibi çıkıyorum!Muhtemelen bu hafta sonu ailemle son olacak. Pazartesiden itibaren bizleri taşıyıcı olarak görecekler ve evlere yollamayacaklar. Artık tekrar ne zaman eve dönebiliriz kimse bilmiyor... Her şeyin bir bedeli var. Biz bu mesleğin bedelini ağır olsa da ödeyeceğiz. Allah hepimize güç, sağlık ve kuvvet versin. Allah bizi ve ülkemizi korusun!"

***

Evet, canlarını ortaya koyarak fedakârca büyük bir mücadele içine giren sağlık emekçilerimiz bizlere sağlık hizmeti sunmak için savaşıyorlar...

Onlara evde kalarak destek vermeliyiz hepimiz...

Sağlık emekçilerinin hakkı ödenmez!

Tüm bu riskleri göz önüne alan, hayallerini, umudunu, sevdiklerini arklarında bırakan sağlık emekçilerinin bizlerden istedikleri tek şey; evlerimizde kalmamız...

Zorunlu ve acil olmadıkça lütfen ama lütfen evden çıkmayalım!..

Lale AKASOY / Yeni Dönem