BİR DOKTORUN İSYANI...

Yaptığım işi sorguladıgım bir gün yaşıyorum yine...

Pandemiden yaklaşık bir ay önce eşimi kaybettim. Yasını tutamadan işe geri döndüm, sonra pandemi patladı...

Pandemi esnasında tanıdığım, sevdiğim insanların kayıplarıyla başa çıkmak zorunda kaldım.

O halimle yine de hasta bakmaya devam ettim. Bazen gözyaşımı silip hiçbir şey olmamış gibi hasta şikayeti dinledim.

Sonra ben de Covid oldum. Hiç de zannedildiği gibi kolay geçirmedim. Aralıksız kustuğum, kanlı idrar ve gaita çıkardığım, ‘böbreklerimi mi kaybediyorum?’ korkusuyla tek başıma acilde beklediğimi bilirim.

Tanıdığım, tanımadığım bir çok meslektaşımın kayıplarını gördüm tek tek...

Yine devam ettim, yardım ettim, tedavi ettim.

Bugün 54 yaşında, kronik hastalıkları olan bir erkek hasta, çalıştığım birime, sağlık raporu almaya geldi. Tahlil ve muayene olmadan raporu alıp gitmek istedi. İstekleri yerine gelmeyince de tehdit etmeye başladı, kapıyı kilitletip üstüme yürüdü.

‘Beni öldürecek mi yoksa bıçak mı çıkaracak?’ endişesi yaşadım.

Çok korktum.

O odadan kendimi kurtardığım an titreye titreye ağladım...

Sanırım artık tükendim...

Hepimizi tek tek tüketen bu şiddet kadar hiçbir şey beni tüketmiyor... #sağlıktaşiddet bitmediği sürece de bu işin yapılabilir olabileceğini düşünmüyorum artık...

Not; Doktor hanımın ismi bizde saklıdır.

Sağlıkçının Sesi Deniz Arslan