Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Zafer Mutlu bugün il binasında basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan Mutlu şu ifadeleri kullandı: “Bugüne kadar göz göre göre içimizde yaşadığımız bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. İçimize attık, sustuk, sabrettik çünkü bilim kurumu dedik, eğitim yuvası dedik, çocuklarımızı emanet ediyoruz, ülkemize ve şehrimize hizmet ediyor dedik. Ne çekincemiz ne de bir çıkar hesabımız var. Ama artık gelinen noktada suskunluğun zarar verdiğini görmüş bulunuyoruz. Bizler konuşmayınca meydanı boş bulup keyiflerince davranmayı alışkanlık edindiler ve oluşturdukları bu özgürlük ortamını kötüye kullandılar.

“ÜÇ AYDA BİR BAKAN OLACAĞI DUYURULAN REKTÖR”

Göreve geldiği günden bu yana her üç ayda bir gazetelerde ‘Sağlık Bakanı’ olacağı duyurulan rektör kişisel algı oluştururken Üniversiteyi de şahsi hesabının ardından sürüklemesine göz yumulmuştur. Üniversite kan kaybetmiştir.

Çok değerli hocalar ayrılmak zorunda kalmıştır. Bugün Tıp Fakültesinde pek çok branştan deneyimli hoca bulmak zorlaşmıştır.

“BAKAN OLMAK İSTİYORSA İSTİFA ETSİN”

Üniversite kamunun emanetidir. Hiçbir meziyet sahibi bu emaneti keyfine göre ve şahsi hesapları için kullanamaz. Bakan olmak istiyorsa istifa edip partisine üye olsun. Çıksın meydana aktif siyaset yapsın. Cumhurbaşkanına yakın olduğunu söyleyen rektör geçtiğimiz altı yıldır dünya üniversiteler sıralamasında Kocaeli Üniversitesi’ni nereye taşımış. Türkiye üniversiteleri arasında kendisinden 18 yıl sonra kurulan Medeniyet Üniversitesi’nin , 93 yılında kurulan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin gerisinde kalmış bir üniversiteyi hak etmiyoruz.

“DOKUNULMAZ ADAM İMAJI DIŞINDA GÜNDEME GELMİYOR”

Cumhurbaşkanı ile olan yakınlığını kendisine ‘Dokunulmazlık Zırhı’ gibi kullanan rektör, bu fırsatı kadro, altyapı ve araştırma olanaklarını iyileştirmek için değerlendirmemiştir. Kendi siyasi kariyeri, çocuklarının orantısız yükselişi ve şehirde özellikle Ak Partili Siyaset nezninde ‘Dokunulmaz Adam’ imaji dışında gündeme gelmeyen Sayın Rektör artık vicdanlardaki kredisini tüketmiştir.

“HALA SİYASETLE ANILIYOR”

Üniversitemizden söz ediyorum. 28 yıllık tarihi ile artık bilim ve hizmet üretmesi gereken Kocaeli Üniversitesinden söz ediyorum. Bu şehirde yaşayan ve siyaset üreten bir parti yöneticisi olarak gördüklerimize, duyduklarımıza inanmak istemedik. Üniversitemizin rektörü sağ olsunlar bugünlerde altıncı rektörlük yılını tamamlıyor. Göreve gelirken de siyasetle anıldı yıl 2020 halen siyasetle anılıyor. Kamuoyunda kitle iletişim araçlarında Sadettin Hülagü ismi ile gündeme gelen mevzuların hemen tamamı siyasi içerikli oldu. Biz üniversitemizin bilimle, buluşlarla, başarı ile anılmasını isterdik. Otuz yıla yakın deneyimi ile artık bir yüksek öğretim kurumunun bilim alanında gündeme gelmesini beklerdik .


*Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin HÜLAGÜ

“ÜNİVERSİTE YÖNETİLMEMEKTEDİR”

Ancak duyduğumuz ve okuduğumuz pek çok kaynak bize magazinsel bilgiler verdi. Biz, kurum yara almasın, yönetimin motivasyonu bozulmasın diye sustuk. Ama artık gelinen noktada bir iyi niyet olmadığını , sadece kişisel çıkarları için siyasi iktidarın çıkarlarını hesaba katan bir yönetim anlayışının hakim olduğunu ve bunun da asla değişmeyeceğini anladık.

Üniversite fevkalade kötü yönetilmekte, hatta yönetilmemektedir. Siyasetten geldiği için yönetme iradesini de siyasete bırakmış olan sayın rektörün sadece algı çalışması ile kendi koltuğunu sağlamlaştırma kaygısında olduğunu görüyoruz.

“BÜYÜKŞEHİR’İN UMUTTEPE TESİSLERİ”

Herkesin siyaset yapma hakkı ve özgürlüğü vardır. Ama tarafsız olması gereken ve yasalarla görev tanımı yapılmış bir kurum yöneticisinin bir siyasi aksiyon içinde olması düşünülemez. Ne yazık ki Üniversite partili siyasete teslim edilmiştir. Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli Büyük Şehir Belediyesinin UMUTTEPE EĞİTİM TESİSLERİ gibi yönetilmesine elverişli hale getirilmiştir.

“500 MİLYON BÜTÇELİ BİR KURUM PARTİNİN MESELESİDİR”

Üniversite, bilimsel araştırmalarla anılır. Üniversite yüksek temsil kabiliyeti ile anılır. Bir üniversite makale sayısı ve atıf sayısı ile anılır. 80 bin öğrencisi ve 5 bin akademik personeli ile yaklaşık 500 milyon bütçeli bir kurum siyaset yapan bir partinin meselesidir. Saadet Partisi İl Başkanı olarak benim de öncelikli meselemdir ben bu kurumun pek çok alandaki hizmetleri ve katkılarından ilgiliyim ve sorumluyum.

“ÜNİVERSİTEMİZDEN BİLİM KURULU’NA BİR ÜYE ALINMASINI BEKLERDİK”

Pandemi sürecinde Üniversitemiz bir sınav verdi. Çok İstedik çok bekledik. Memleketimin ve dünyanın bilim insanları ekranlarda deneyimlerini ve birikimlerini paylaştılar ancak üniversitemizden kimseyi ekranlarda göremedik. Üniversitemizden sağlık bilim kuruluna bir üye alınmasını bekledik. Hani Reis Beyin özel doktoru ve aile dostu idi ya hani 5 yıldır Sağlık Bakanı oluyordu ya Üniversitemizden Bilim kuruluna bir üye atayamadık.. Bugün Sütçü İmam Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, korona aşısı için hayret uyandıran çalışmalar yaparken Kocaeli Üniversitesinden de bir gayret çıksaydı ya.

“BEN OLSAM ENGEL OLURDUM”

Geçen hafta gazetelerde Sayın Hülagü’nün kıymetli çocuğunun terfi ve atama haberlerini okuduk ben olsam özellikle Cumhurbaşkanının yakınlara iltimas vurgusu üzerine buna engel olurdum. Ailenin özel hayatı elbette bizi ilgilendirmez. Ama bir üniversite rektörünün bu tür konularda daha dikkatli olması gerekmez mi. Göreve geldiği zaman ‘Kocaeli Üniversitesini ODTÜ yapacağım’, ‘Hazreti Ömer’in adaletini tesis edeceğim’ diyen rektörün yapması gerekenler hak, adalet ve ehliyet olmalıydı.

“SİYASETİN MÜDAHALE ALANI HALİNE GETİRMİŞTİR”

Bir rektörün mesaisi, onun meşguliyetini gösterir. Uzaklara gitmeyelim, bir üniversitenin kendi üniversite sayfasına bakın. Üniversiteye yapılan ziyaretlerin iki yıllık dökümü var. Üşenmeden her birine baktım. Sayın rektörümüz geçtiğimiz iki yılda çoğunlukla siyasileri ağırlamış. Belediyeler, siyasi partiler ve birkaç üniversite rektörü dışında siyasi nabız tutma gayreti. Sayfadan kaldırmazlarsa lütfen bakın. Gerçi ben sayfaların kaydını aldım. İsterseniz verebilirim. Şunu demek istiyorum. Sayın rektör göreve geldiği günden bu yana üniversiteyi siyasetin müdahale alanı haline getirmiştir.

Bir öğretim üyesinin hak edilmiş kadro talebi siyasi nüfuzu ile gerçekleşiyorsa o üniversitenin iflah olması mümkün değildir. Bir siyasi parti, siyasi iktidara yakın sivil toplum örgütleri ve siyasi iktidarla zenginleşen varlık sahipleri akademik konularda aracı oluyorsa o kurum hiçbir şey üretemez.

“ÜÇ MERCEDESLİ REKTÖRLÜ FORSU HAKİM OLMUŞTUR”

İktidarın belediye başkanlarındaki makam aracı düşkünlüğü üniversitemize de bulaşmıştır. Önceki dönemde FORD marka bir tek makam aracı ile rektörlük yapan Sezer Komşuoğlu’ndan sonra üç MERCEDESLİ rektörlük forsu hakim olmuştur. Oysa ki milletin imkanları kullanılarak harcanan milyonlar çocuklarımızın eğitimine harcanmalıydı.

Saadet partisi olarak önerimiz şu: Sayın Rektör bugün milyonlarca lira eden Mercedes marka araçlarını satıp uzaktan derse bağlanamayan çocuklara binlerce adet bilgisayar hediye etsin kendisini alkışlayalım.

“BİR DEKAN ÜÇ AY RANDEVU ALAMADIĞINI SÖYLÜYOR”

Kendisi madem ki siyasetle ilgileniyor ve gündemin nabzını tutmak istiyor, bu şehirdeki tüm siyasi partileri ziyaret etsin bizde söyleyeceklerimizi yüzüne söyleyelim. Bir dekan üç ay randevu alamadığını söylüyor ama bir iktidar yanlısı siyasi kişi cep telefonundan her daim kendisine ulaşabiliyor.

“SİZİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Sayın rektörden bu saatten sonra bu şehre ve yaklaşık otuz yıllık birikime yakışan bir kurum bırakmasını istiyoruz. Milletimizin vergileri ile yönetilen ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu güzide kurum ne yazık ki keyfice yönetilmiştir. Ve bu umursamazlık bize kadar gelip dayanmıştır. Şehir, üniversitesini böyle biliyor. Yakın çevrede yer alıp algı yönetimi için güzel şeyler anlatanlara inanmayıp ve bu saatten sonra Saadet Partisi olarak sizi daha yakından takip edecek ve sizi milletimize şikayet edeceğiz.Ta ki siz milletin iradesine ve istifadesine yanaşır bir tavrı sergileyinceye dek.”