Yıllar önce Diyarbakır’dan fındık toplamaya gelen ailesiyle birlikte ilk Akyazı’ya gelmişti,

O günlerde daha 8 yaşındaydı.

Gurbetle ilk kez  o yıllarda tanışmıştı minik yüreği.

Anne babası, akrabaları fındık bahçelerinde fındık toplarken o fındık bahçesinde kah oynuyor kah ise annesinin yanından ayrılmıyordu..

Diyarbakır Akyazı arasındaki bu döngü yıllar  boyu bu durum devam etti..

Her yaz  mevsimi geldiğinde Diyarbakır’dan Akyazı’ya gelmek için ailesiyle birlikte yola çıkardı...

Geçip giden o yıllar içerisinde büyütüp ailesinin çalışmaya geldiği bu toprakları benimsedi..

Yıllar sonra yakınlarına bunu şöyle anlatıyordu..

‘Akyazı benim için çok farklı  çocukluğumun geçtiği bir yer.'

Yıllar  su misali geçip gitti…

Ailesinin fındık toplamasından kazandığı para ile önce ilk ortaokulunu bitirdi.

Liseye gelince artık onun da eli iş tutmaya başladı.

Fındık bahçelerinde çalışarak biriktirdiği para ile önce liseyi bitirdi..

Akıllı bir gençti ve başarı da gelince tıp fakültesini kazandı..  

Okul yıllarında  anne babasıyla fındık toplamaya geldiği Akyazı’daki bahçesinde çalıştığı fındık bahçesi sahipleri de onun yanıında olup maddi ve manevi desteklerini esirgemediler..

Üniversite eğitimi süresince ona destek olup bir gölge gibi yanında oldular..

O da öğrencilik yıllarında kendi kendine söz verdi

‘’Okuyup doktor olacak kendisine destek veren Akyazılılara hizmet edecekti.

Bu düşünce ile okuyup tıp fakültesini bitirip doktor oldu.

İlk görev yeri olarak ta şans mı dersiniz yoksa kader mi dersiniz çok istediği Akyazı oldu..

Akyazı İlçe Sağlık Müdürlüğüne atanmıştı

Çok sevindi..

Gece gündüz kendisine destek olanlara hizmet etmeye çalıştı.

Çünkü Akyazı’ya ve bir gönül borcu var ve bunun ötesinde Akyazıları çok sevmişti.

Akyazılılarda bu sevgiyi karşılıksız bırakmadı.

Bir sağlık sorunu yaşadıklarında ona gelmiş şifa da bulmuşlardı..

Pandemi döneminde tüm sağlıkçılar gibi riskler alarak sahada korona savaşçısı oldu..

Çalışma arkadaşlarını da motive ederek mesai saati bilmeden gece gündüz bu illetten kurtulmak için mücadele verdi.

Gün geldi birlikte çalıştığı ilçe sağlık müdürü ani bir atama ile görevden alınıp Ferizli ilçesine gönderildi.

Akyazı’ya ise Serdivan İlçe Sağlık Müdürü Sevda Gürsel atandı.

İşte zaten  ne olduysa ondan sonra oldu..

Birlik beraberlik içerisinde Akyazı İlçe Sağlık personeli yaptığı işlerle değil kavgalarla gündeme gelmeye başladı.

Kısa sürede kurum içerisinde gruplaşmalar başladı..

Akyazı’nın yeni ilçe sağlık müdürü  Sevda Gürsel’in tavrı, hareketleri nedeniyle kurumda  huzursuzlukları da beraberinde getirdi..

Bu huzursuzluktan o da etkilendi..

Yaşadıklarından dolayı eski bir siyasetçi olan sağlık müdürü ile karakolluk ta oldular..

Daha sonra kurum içerisinde çalışanlara açılan soruşturmalarda ifade verdi..

Bu süreçte öyle zamanlar öyle anlar oldu ki ifade vermekten savunma yapmaktan  doktorluk bile yapamadı

Sıkıldı, bunaldı ve çareyi Akyazı’dan gitmekte buldu..

Şimdi Diyarbakır’da..

Bu yukarıda bahsettiğim hikayenin kahramanı  doktor  Yakup Kılıç..

Akyazı İlçe Sağlık Müdürlüğünde görev yaparken,  İlçe Sağlık Müdürü  Sevda Gürsel’le ters düşerek vefasını göstermek için geldiği  Akyazı’dan gitmek zorunda kalan bir sağlıkçı..

Sakarya İl Sağlık Müdür Yardımcısı iken Akyazı’ya atanan  Sevda Gürsel’in bu doktorla nasıl ters düştüğünü neler yaşandığını burada anlatıp kelimelere sizleri boğmak istemiyorum..

Ama bir gerçek var ki, genç doktorun bu yaşananlardan dolayı vefasını göstermek için geldiği  Akyazı’dan gitmesi…

Aslında gitmesi de  bu genç doktor için de iyi olmuş.

Şimdi uzmanlık için ter döküyor..

Bakarsınız uzman doktor olur, onun Akyazı’dan gitmesine neden olun kişiler, gider  o da yeniden döner..

Akyazı’da geride bıraktığımız günlerde Akyazı’daki arkadaşımız Alaattin Onur’un ilk kez gündeme getirdiği ‘Sağlık Müdürlüğünde yaşanan o kavgalarının taraflarından birinin hikayesi işte böyle..