Türkiye’de ve Konya’da bazı üniversiteler bilimsel çalışmalardan daha çok mobbing, neputizm ve torpilli atamalarla gündeme gelmeye devam ediyor. Bazı öğretim üyeleri yaşadıkları yıpratıcı sürecin ardından istifa etmeyi ya da emekliye ayrılmayı tercih ediyor. Bunlardan biri de yıllardır Selçuk Üniversitesi’ni uluslararası alanda başarı ile temsil eden Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Akın. Son iki yıldır kendisine haksız karalama ve yıldırmalar yüzünden ciddi anlamda yıprandığını kaydeden Prof. Dr. Belgin Akın, “Yeni gelen yönetime de kendimi ifade etmeye ve emeklerimin karşılığı olarak bir iade-i itibar yapılmasına yönelik talepte bulundum ancak karşılıksız kaldı. Beni karalayan ve baskı yapan kişiler hakkında ise hiçbir sorgulama yapılmadı her şey eski tas eski hamam devam ediyor. Bunun üzerine 31 Ağustos 2020 itibariyle Selçuk Üniversitesiyle 34 yıllık beraberliğime son verdim” dedi.


*Selçuk Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Akın

HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ’NE VETERİNER İSTEMEDİK!

“Selçuk Üniversitesi’nde hemşirelik Fakültesinin kurulmasına yönelik tüm süreç tarafımdan yönetilmiş ve Mustafa Şahin’e sunulmuştur” diyen Prof.Dr. Akın, şunları söyledi: “Eski Rektör Mustafa Şahin çok memnun olarak hızlı bir şekilde fakülte kurma çalışmamıza destek vermiştir. Başka hesapları olduğunu tabii biz hiç tahmin edemedik o zaman. Tüm bu yıldırma ve zulüm süreci kendisinin Hemşirelik Fakültesi kadrosuna bir veteriner almak istemesi ile başlamış ve itiraz ettiğimiz için öfke ve nefretle saldırıya geçmesiyle devam etmiştir. Öncelikle kurulan fakülteye hemşirelik hocalarının kadrolarını aylarca aktarmamış. Çok sonra YÖK başkanlığının sorgulaması üzerine mecburen aktarmıştır. Bu arada veteriner Y.K. için iki defa kadro ilanına çıkmış. Ardından hemşire hocaların kadrosunu fakülteye aktarmadan önce fakültede hiç hoca yokmuş gibi göstererek Veterinerlik Fakültesi’nden bir hocayı hemşirelik bölüm başkanı, anabilim dalı başkanı ve Veteriner Fakültesi’nden başka bir hocayı ise Dekan yapmıştır. Söz konusu ekip hemşirelik hocalarını dışlamıştır. Kurulda hemşirelikten profesörler vardı ama diğerleri dışarıdandı.

10.SIRADAKİ KİŞİYİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ OLARAK ALDILAR

Bu süreçte yeni öğretim üyesi Ş.A. T.’a beni şikayet ettirerek uyduruk soruşturma açılmış ve uyarı cezası verilmiştir. Benim cezaya itirazım ve mahkemeye vermem üzerine yönetim kurulunda ceza iptal edilmiş. İptal bilgisi aylar sonra mahkeme evrakları tebliğ edildiğinde mecburen tarafıma bildirilmiştir. Daha sonra da hakkımda farklı dedikodular çıkarttılar ve karalama yaptılar. Yeni rektör atanmadan önce en son olan halk sağlığı hemşireliği Ana Bilim Dalı araştırma görevlisi alımı için jüri oluşturma sürecidir. Dekan bey ana bilim dalında başta ben olmak üzer var olan 5 öğretim üyesini yok sayarak tamamen dışarıdan jüri oluşturmuş itirazıma rağmen bu kuruldan geçirmiştir. Ardından yapılan sınavda listede puanlara göre 10. sırada olan kişiyi araştırma görevlisi olarak okula alınmıştır.

YARGIYA DA GÜVENİMİZ KALMADI MAALESEF!

Veteriner için hemşirelik fakültesine açılan kadro ilanına YÖK yönetmeliğine aykırılık gerekçe gösterilerek bölge idare mahkemesine dava açılmıştır. Açılan davaya fakülte öğretim üyeleri de müdahil olmuştur. Ayrıca Türk Hemşireler Derneği, Halk Sağlığı Hemşireliği Derneği, Hemşirelikte eğitim derneği hepsi müdahil olmak için başvurmuş ve YÖK ve üniversiteye yazılar göndermiştir. YÖK ve üniversite bu konuda hiçbir şey yapmamıştır. Ne yazık ki YÖK yönetmeliğine açıkça aykırılığa rağmen mahkeme başta yürütmeyi durdurma kararı almışken ardından muhtemelen müdahaleler üzerine işler tersine dönmüştür. Bu nedenle mahkemeler yoluyla sorun çözme konusunda da umudumu kaybettiğimi söyleyebilirim.”

MURAT GÜLTEKİN