Ankara Tabip Odası, Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü’nü sağlık kurumlarına tebliğ ettiği randevu sayılarına tepki gösterdi. Tabip Odası, yeni sistemler bir hekimin 6 ila 10 dakika periyotlar 72 hastaya bakmasının istendiği dile getirilirken, “Niteliğe değil niceliğe önem veren, mesleki değerleri ve evrensel tıp etiği ilkelerini yıpratan performansa dayalı sağlık hizmeti sunumundan vazgeçilmelidir” denildi.

Açıklamada, “Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ‘Merkezi Hasta Randevu Sistemi (MHRS) randevu sayılarının 1 Kasım 2019 tarihinden itibaren eğitim ve araştırma hastanelerinde yan dallarda 36, ana dallarda 72 hasta olacak şekilde planlanarak sisteme girilmesi kararı alınmıştır’ sözlerinin yer aldığı resmî yazı geçtiğimiz günlerde sağlık kurumlarına tebliğ edildi. Bu karara göre, ortalama 8 saat çalışan bir uzman, pratisyen, asistan bir hekimin mesai süresi zarfında, ortalama 6 ila 10 dakikalık periyotlarla 72 hastaya bakması isteniyor!” ifadesi kullanıldı.

Ankara Tabip Odası’nın konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle:

“Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü’nün söz konusu kararı Sağlık Dönüşüm Programı’nın birinci ve ikinci fazında yürürlüğe konan kâr odaklı işletme mantığından bağımsız değildir.

Bu bağlamda, ‘verimlilikten’ anlaşılan, nitelikli sağlık hizmeti sunumu değildir: 

1- Kamu hastanelerinde hekimden hemşireye, teknikerden taşeron işçilere kadar tüm emek süreçleri ve hizmet sunumu, kâr-zarar hesaplarına ve “müşteri memnuniyetine” göre örgütlenmektedir.

2- Performansa dayalı ödeme sistemine geçiş sonrası hekim ve hekim dışı sağlık personeli üzerinde ciro ve idari baskı artmış, bu süreç sağlık çalışanları arasında iş barışını bozduğu gibi, sağlık hizmetinin sunumunda nitelik yerine nicelik (çok sayıda hasta bakma, ameliyat, görüntüleme, vd.) gözetilmeye başlanmıştır. 

3- Performans uygulaması sonrası sağlık pazarından daha çok pay almak için kışkırtılmış sağlık talebi yaratılarak sağlık çalışanları nefes bile almadan çalışmaya zorlanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın 2018 sağlık verilerine göre toplamda 782.515.204 kişi sağlık kuruluşlarına baş vurmuştur.

4- Hastanelere yığılmanın önüne geçmek amacıyla MHRS’ye geçilerek muayene süreleri 20 dakikadan 10 dakika ve hatta altına düşürülmüştür.

5- Kışkırtılmış sağlık talebi hekim-hasta ilişkisini bozarak sağlıkta şiddeti körüklemiştir. Sağlık Bakanlığı’nın 2017 beyaz kod verilerine göre günde en az 31 sağlık çalışanı şiddete uğramaktadır (2018 beyaz kod verileri resmî olarak Sağlık Bakanlığından istememize rağmen tarafımıza iletilmemiştir). Beyaz Kod sistemi yürürlüğe girdiği tarihten bu yana beş yıl içerisinde 70 binden fazla sağlık emekçisi sözel, fiziksel, psikolojik şiddete uğramış durumdadır.

6- Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM) olarak açılan birim ise adeta hekim şikayet merkezine dönüşmüş durumdadır. Performans sistemi ile hekimleri köleleştiren, daha çok hasta bakmaya zorlayan Sağlık Bakanlığı, hasta şikayetleri aracılığıyla hekim ve sağlık çalışanları üzerindeki denetimi ve idari baskıyı arttırma fırsatı yakalamıştır. 

Özel işletme işleyiş prensiplerine göre şekillenen kamu sağlık kuruluşlarında hasta kavramı yerini sağlık tüketicilerine bırakırken, hizmet alan-veren ilişkisinde müşteri memnuniyeti öne çıkmış durumdadır. 2020-2022 yıllarını kapsayan “Yeni Ekonomi Programı”nda karşımıza çıkan “Vatandaş memnuniyeti sonuçları kurumların ve sağlık çalışanlarının performans değerlendirmelerine dâhil edilmesi”ne yönelik plan kamunun dönüşümüyle ilgili en önemli işaretlerden birisidir. Bu plan ile hekimler üzerindeki iş yükünü arttırmaya dönük uygulamaya hastalar da dahil edilerek hasta memnuniyeti performans ölçümünde temel belirleyicilerden birisi olarak öne sürülmektedir.

Sağlık hizmetlerinin planlanmasında, sunumunda ve genel olarak kamusal faaliyetlerin organizasyonunda bütün kararları tek bir merkezden alan iktidar ögeleri, sağlık sistemindeki sorunlar ve çözümlerle ilgili olarak meslek örgütü, sendikalar, demokratik kitle örgütlerinin ve toplumun görüş ve önerilerini dikkate almamaktadır.

Performans sistemi nedeniyle sağlık hizmetinin sunumunda karar alma süreçlerinin sağlık gerekçeleri ile değil, piyasa koşullarına entegre edilmiş performans kriterleri ile gerçekleştirilmesi, kamu yararı ilkesi ve iyi hekimlik uygulamalarını zedelemektedir.

Hizmet sunumunda bilimsellik ve hasta gereksinimi ilkesinden uzaklaşılarak, hasta memnuniyeti ve performans ölçütlerine göre sunum dayatılmaktadır. İyi hekimlik değerleri ile bağdaşmayan performans sistemi sadece hekim haklarını değil, hasta haklarını da zedelemektedir.

Niteliğe değil niceliğe önem veren, mesleki değerleri ve evrensel tıp etiği ilkelerini yıpratan performansa dayalı sağlık hizmeti sunumundan vazgeçilmelidir

Karşılığı bütçeden ödenen (katkı katılım payı olmadan) nitelikli, eşit ve adil sağlık hizmetini savunan hekimler olarak bizler köle değil, hastalarımız müşteri değil, görev yaptığımız hastanelerimiz de ne AVM ne işletme! Hekimlik mesleğini sürdürdüğümüz sürece iyi hekimlik değerlerini savunmaya, sağlıktaki popülist uygulamaların karşısında durmaya ve meslektaşlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğiz”