Bu arada bir okur e postası aldım.

Aşağıda yayına veriyorum.

Bakın neler yazmış.

Ve ben adı geçen isimleri bazen siliyor bazen kodluyorum.

Kalem okurumuzun, iddialar bana ait değil:

“....Sayın gazeteci Allah sizden razı olsun, bize bir nefes oldunuz, şükürler olsun ki doğruları yazan birileri var. Biliyorsunuz Toros Devlet Hastanesi'nde başhemşire ve başhemşire yardımcısı görevden alındı. Görevden alınan başhemşire ve başhemşire yardımcısı 15 Nisan'dan beri ortada yoklar. kimseye İzin vermeyen, pandemi sürecinde kimseyle görüşmeyi kabul etmeyen bu 2 kişi, acaba şimdi neredeler? Biz şahsen amateme verilmiş olduklarını düşündük. Çünkü Amatem İltimas geçilen torpilli personellerin çalışma alanı, ya da semt poliklinikleri... Nöbet yok, mesai kontrolü yok, Gelen yok, giden yok, ense yapma yatış yerleri..

Hastanede hemşireler pandemi ile uğraşırken, gece gündüz nöbet tutarken, yoğun bakımlarda sabaha kadar ayakta dururken, bu tür kişilere bu İltimaslar niye?Lütfen bu adam kayırmacılığa bir son verilsin. Artık izin aldılar dersek, bu mümkün değil. Çünkü bu dönemde kimse izin alamaz. Peki rapor aldılar dersek, bu durumda şaşırtıcı, Yani tam görevden alındıkları günün sabahı, iksi de hastalanıyor, ikisi de birden rapor alıyor ve gidiyorlar, Öyle mi? Lütfen kimse kimseyi kandırmasın artık. Daha önce rapor alınan hemşireleri, hakem hastaneye gönderiyorlardı, gerçekten covid geçirenlere bile niye covid oldunuz diye ceza yazmakla tehdit ediyorlardı, hemşireler bu yüzden kan ağlıyorlardı. Biliyorsunuz, Bunların Hiçbiri yalan değil, ulusal basına da düşmüş şeyler. Şu anda çok yoğun hemşire ihtiyacı var.

Bu 2 hemşire ortada yok. Başhekim ve hastane yönetimi bunları çok güzel koruyor. Diğer herkesi, rapor aldılar diye hakem hastaneye gönderiyorlardı, bunları niye göndermiyorlar, kimse izin alamıyorken bunlara niye izin veriliyor? İnanın Yetti Artık. Hepimiz çok mutsuzuz, hepimiz burnumuzdan soluyoruz. Bu haksızlığa lütfen tercüman olun. Lütfen bu söylemlerimizi, Bizi dikkate alarak yayınlayın. Başka türlü sesimizi iletemiyoruz, bizi savunan kimse de yok. Bu adaletsizlikler ile bizden özverimi bekleniyor? Çok daha acı ve üzücü olanı ne biliyor musunuz başhemşire S.P. görevden alındığı günün Sabahı hastanemizdeki bir genel cerrahtan rapor alıyor. Başhekimi kırmayarak Bayan S'ye rapor veriyor.

Öte yandan başhemşire yardımcısı Ü.Y.de Psikiyatristten rapor alıyor. Ne tesadüftür ki, o da, görevden alındığı günün sabahı, rapor alıyor ve o günden bugüne O da ortalıkta yoklar Trajikomik olan da şu ki, Kantinci bu duruma çok üzülmüştür. Çünkü başhemşire ve başhemşire yardımcısına biz ancak kantinde ulaşabiliyorduk, çay , kahve, sigara... Neredeyse tüm mesai kantininde geçiyordu... Gittiklerini tek üzülen de Kantincidir sanırım. Şimdi verilen bu raporlar şaibelidir. Hakem hastaneye gitmelidir. Önceden gerçekten hasta olup da rapor alanların nasıl hakim hastaneye gönderdiler ise, şimdi bunları da gönderiversinler bakalım. Onların kesinlikle ve kesinlikle hasta olduklarına inanmıyoruz ve biz Hastane çalışanı bütün hemşire arkadaşlarım bu alınan raporların hakem hastaneye gönderilmesini istiyoruz. Formasını giyen, işine gücüne sahip olan, özveriyle çalışan hemşireler, artık ortada kalmadı.

Bir de düne kadar hemşire olup da sağlık Müdürlüğünde uzman olanlara, şimdi Müdürüm, müdürüm, yakıştırmaları nedir!!! Bunu hiç anlayamıyoruz. AYIP YA! 4000 lira fazla maaş alacağız diye yapılan bu görevlendirme durumu, gerçekten çok üzücü. Siyasiler bunları görevlendirdi deniyor. Peki tamam ama hangi siyasi bunları kendi özel firmasında ya da yanında çalıştırır? Hiç birini ! Emin olun Hiç birini! Düne kadar AK Parti'ye oy veren bizler, bundan sonra mümkün değil oy vermeyeceğiz. Bütün inancımızı güvenimizi her şeyimizi kaybettik. Yapılan şu görevlendirmeler, yapılan şu haksızlıklar, bizim kurumumuza olan aidiyet duygusunu zedeledi. Şimdilerde görev alan bütün hemşire arkadaşlarımız, Ben il başkanından referans dayım, beni İl Başkanı görevlendirdi, diyerek hava atıyorlar. Ama pek yakında hepsinin havası sönecek emin olun, Çünkü Allah'ın da bir adaleti var...” DEMİŞ....

Sağlık çalışanları risk altına girmişlerdi.

Neyse... Ben şimdi Mersin deki bir alımdan bahsedeyim. Öncelikle şu an bile internete girerseniz maskenin gerçek fiyatının 0.29 kuruş olduğunu (perakende) görürüsünüz....

Arkadaşlar 1.680.000 adet almışlar. Toplu alım. Perakende de değil yani. Kaça almış fatura etmişler? Tanesi 0.31 kuruşa. Ne var bunda diyeceksiniz. 2 kuruş fazla... Yok öyle yağma....Perakende yani tek tek alırsan 0.29 kuruş. Bu toplu alım. Sen bir anda toplu olarak milyon adet alıyorsun... Tane hesabı tek tek değil. Toplu. En geri zekalımız bile bilir ki, tek tek alma ile toplu alma arasında fark olur ve indirim olur. Bindirim olmaz... Yani sen 0.29 kuruşluk maskeyi toplu alıyorsan ve para peşin ödenecekse bu rakam 0.29 dan 0.15 kuruşa düşer. Çıkın piyasayı araştırın.

Bunlar ne yapmış? 1.680.000 adet almış ve perakende fiyat olan 0.29 da değil, 0.31 kuruşa almış. Ne ödemiş? 520.000 TL. Hiçbir araştırma ve inceleme yapmadan devletin bu parasını, yetimin şehidin hakkının olduğu beytülmali hovardaca kullanmış.  Ara bakalım bu işle ilgili her hangi bir firmayı, bu kadar adet alacam de, parayı da mal tesliminde peşin ödeyeceğim de, sana kaç kuruş fiyat verecek? HİÇ Mİ ALLAHTAN KORKMUYORSUNUZ?! Bu işin ardında, önünde, bürokrasisinde, siyasetinde kim varsa ortaya çıkacak merak etmeyin.

Hani şu STERLİZASYON CİHAZI MESELESİ, ASANSÖR MESELESİ, AŞI HİKAYESİ VARDI YA, BAKIN HİÇ SES SEDA ÇIKMIYOR, ÜZERİ ÖRTÜLDÜ GİTTİ.... Çünkü kaşınırsa çok kişinin canı yanıyor ucu da siyasilere dokunuyor. Takipteyiz.

Bu günlük bu kadar.

ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.

Baki Selam ve Dua ile.

Kaynak: Haber Analiz