Bilindiği üzere kamu hastanelerinde görev yapan yöneticilerin haziran ayı sonunda sözleşmeleri bitiyor...

Bitiyor amma...

Korona girince araya sağlık kulislerinde bu sürenin Sağlık Bakanlığı tarafından birkaç ay daha uzatılacağı konuşulmakta...

Uzatılır mı, yoksa yeni sözleşmeler imzalanır mı bilemeyiz ama sağlık camiasında hâlâ mobbing gündemin birinci sırasında, fokur fokur kaynamakta...

***

Karşılaştıkları mobbing yüzünden erken doğum yapan kadın sağlıkçıların olduğunu belirten sağlık emekçileri, "Mobbing ile devlet ne kadar yasa çıkarırsa çıkarsın, kurum amirleri torpilli insanlar oldukça kimi kime şikâyet edeceğiz. Sözleşmeli yöneticilik bitmeden bu iş bitmez..."

Anlaşılacağı üzere yıllardır bazı sözleşmeli yöneticilerin keyfi uygulamaları sağlık emekçilerine "İllallah!" dedirtmiş durumda.

Hele ki bu koronalı günlerde söz konusu idarecilerin bu keyfiyeti ve işgüzarlığının devam etmesi ise son derece üzücü...

Bazı sendika ve siyasilerin desteğini arkalarına alarak makam koltuklarına oturan sözleşmeli yönetici ve idarecilerin bu korona sürecinde, "Onlardan olan ve olmayan!" diye personeli ayrıştırmaları ise iş huzuru ve barışını iyice bozmuş vaziyette...

Bizden söylemesi...

Hastanelerde torpili olan nöbet tutmuyor, kovid polikliniklerinde çalıştırılmıyor...

Bu söylemler sağlıkçıların iddiaları elbette.

***

İlimizdeki merkez ve ilçe kamu hastanelerinde görev yapan sağlıkçılar, "Korona biter mobbing bitmez! Mobbing hiç hız kesmeden devam ediyor!.." diyorlar.

"Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksınız. Hepsi birbirinin aynı... Şimdiye kadar yaptığı mobbingden ceza alan bir idareci veya yönetici göstersenize!.." sözleriyle sıkıntılarını paylaşan sağlık emekçileri şunları anlatıyorlar.

"Öncelikle bütün idarecilere Allah'tan vicdan ve merhamet diliyoruz.

İspat etmek zor, herkes güçlüden yana; haklıdan değil! Birçok idareci bir yerlere, birilerinin aracılığı ile geliyor. Hakkı ile işi bilerek gelen emek veren çok az insan var. İş böyle olunca ne mobbing biter, ne de bizlere hak gelir. Sırf bu yüzden erken doğum yapmış arkadaşlarımız var... Tamam, umut edelim de... Çalışma ortamlarımız ortada! İşte bu kadar gerçek varken umut etmek ne bileyim uzak ihtimal gibi... Liyakat aslında sağlık personeli taleplerinin en acil olanlarından ama nerde!.."

***

Görüştüğüm birçok sağlıkçı mevcut sendikalardan da umutlarını kesmiş durumdalar...

Üye oldukları sendikalardan da destek alamamaktan yakınıyorlar...

Önerileri de var elbette...

Diyorlar ki:

"Komple sil baştan KPSS şartı koyacaksın veya torpilsiz imtihanla idareci yapacaksın... Siyaset, sendika, dernek hiçbiri müdahale etmeyecek... Başka türlü idareciler düzelmez... Birçok idareci hastaneleri babalarının çiftliği gibi kullanıyorlar... Ne adalet, ne hak tanıyorlar... Bu konu ile ilgili yani hastanelerde mobbinge uğrayan çalışanların haklarını korumak için yeni düzenlemelerin yapılması şart..."

***

Evet, bu koronalı günlerde canlarını ortaya koyarak savaşan sağlık emekçilerimizin bu sesine kulak vermek gerekmez mi?..

Lale AKASOY/yenidonem.com.tr