Önce kendimi tanıtayım. Üniversiteden mezun olduktan sonra 5 yıl bir özel hastanenin karma dahiliye servisinde çalıştım. 10 yıldır da bir üniversite hastanesinin cerrahi servisleri , covit-19 yatan hasta servisi, aşı polikliniği ve son olarak da psikiyatri servisi gibi çeşitli alanlarında 4-B’li sözleşmeli kadroda hemşire olarak çalışıyorum. Yüksek lisansımı, Hemşirelik Yönetimi alanında 2019’da tamamladım. Türk Hemşireler Derneği’nin kendi hastanemdeki temsilcisiyim. Dijital dergilerde sağlık yazarlığı yapıyorum ve aktif olarak kullandığım bir Twitter hesabım var. Her şey Twitter’la başladı zaten:)

İşleyeceğim konular kendi branşımın ışığında olacak yani eleştirel düşünce, problem çözme ve karar verme süzgecini kullanacağım. Hemşirelerin görünür olmasının öneminin, hastane dışında da bir hayatları olduğunun, duygularımızın olduğunun, bazen sağlık sistemine küstüklerinin ve en önemlisi de sağlık sisteminin yasalar ve toplum tarafından desteklenmesine ihtiyaç duyduklarının bilincindeyim ve bunları aktarmaya çalışacağım. Kendim için; bir başkasının hayatına dokunmak, şifa vermek, yaşatmak ve bana iyi gelen şeyleri yapmak istiyorum.

‘Mutlu olmak mı istiyoruz?’ yoksa ‘Yaşamak mı istiyoruz?’.

Bence bu sorunun cevabı: ‘mutlu yaşamak’. Kaliteli bir hayat sürerseniz, MUTLU olursunuz. Minimalist düşünecek olursak; kaliteli gıda, kaliteli giyim, kaliteli eğitim, kış aylarında ısınma ve barınma giderleri için endişe etmemek, bu bahsettiğim hayatın en temel öğeleridir.

İstek var, vizyon var ama yeterli para yok. İşte bu OLMADI!

E, ben mutlu olacaktım hani? O da olmadı…

O zaman mecburen sadece ve sadece yaşamsal ihtiyaçlarım için gelirimi düzenleyeceğim. Mutlu olmayı geçtim, en azından hayatta kalmam gerekiyor. Ama bu düşünceye hala direniyorum çünkü onca yıl sadece temel yaşam ihtiyaçlarım için okumuş, zaman-emek harcamış ve çalışmış olmamalıyım. Yaşıtlarım ülkeme turist olarak gelip, ülkemin tüm sosyal imkanlarını gözümün içine baka baka talan ederken; ben, ‘markette peyniri yarım kilo alsam iki hafta idare eder mi’ diye düşünmemeliyim. Acil ihtiyacım olmayan o elbiseye bakıp, ‘bunu almak için kaç mesai yapmam gerek’ diye düşünmemeliyim. Yurt dışı ya da yurt içi bir tatili, ‘bu sene de yapmasam mı’ diye düşünmemeliyim. Doğalgazı kısıp, üstüme kazak üstüne kazak giyerek geçireceğim kışı düşünmemeliyim. Okuyacağım kitaba fiyatına göre karar vermeyi düşünmemeliyim…

Benim ve bizim için düşünülmesi gereken en temel öğe; yoksulluk sınırının üzerinde emekliliğe yansıyan tek kalem maaş ödemesi ile sorunlardan birinin çözüme kavuşturulmasıdır. Bakın bakalım o zaman bilime, mesleğimize, hastalara ve kendimize nasıl daha çok faydamız oluyor.

Teşekkürler.