“Oha!” demedik tabii ayıp olmasın.

“Biraz fazla değil mi?” dedik.

“Hayvan kaç saat çalışacak. Yemi var, suyu var. Neticede gazla çalışmıyor hocam!” dediler.

“İyi peki madem. Ne yapalım” dedik.

Hayvanın hakkını yiyemezdik tabii.

Geçen ay Korona salgını nedeniyle hastanemiz pandemi hastanesi ilan edilmişti.

Bizde işi gücü bırakıp korona savaşına katıldık.

7 gece korona nöbetine gidip mesai sonrasında saat 24:00’a kadar çalıştık.

Gelen korona şüpheli ya da koronalı hastalara baktık.

Kimse “Korona benim uzmanlık alanım değil” demedi.

Rapor almadı, izin kullanmadı.

Öyle ya bu olağanüstü koşullarda herkese ihtiyaç vardı.

Kimisi korona oldu, hastaneye yattı. Hemen onun yerine geçtik.

Derken aşılama başladı, bu sefer acil durum olma ihtimaline karşı aşı nöbetlerine yazıldık.

Ona da itiraz etmedik.

Bugün nöbet ücreti yatırıldı.

Kaç lira?

885 lira ( Yazı ile sekizyüz seksen beş lira!)

Ye ye bitmez!

Nöbet ücretlerinin toplamı atın bir yevmiyesine denk neredeyse.

Ne diyelim?

Siz 7 nöbeti bu paraya tutar mısınız?

Diyecek bir söz kaldı mı?

“Beyin göçü niye oluyor?” diyorlar.

Beyni olan kalır mı?

Deniz Arslan