İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Nuri Aydın, hastanenin salgın yönetimini ve gelinen son durumu DW Türkçe'ye anlattı.

DW Türkçe: Geçen hafta Cerrahpaşa yoğun bakımında çekimler yapıldı, orada çalışan hekim ve hemşirelerle de görüştük. Hazırlıklı olunduğu görülüyor, nedir şu andaki durum?

Prof. Nuri Aydın:Biz Cerrahpaşa olarak biraz daha erken attık adımlarımızı. Salgının başından itibaren, daha yoğunlaşma başlamadan ameliyathaneleri kapatma kararı aldık. Bizim monoblok ameliyathanemizi tamamen yoğun bakım ünitesine çevirdik.

Tam olarak ne zaman?

İki üç hafta kadar oldu. Bunları açtığımızda hızlı bir şekilde yoğun bakım dolmaya başladı. Normalde COVID için ayırdığımız, hastanemizin genel yoğun bakımı 12 yataklıydı, hasta sayımız 33’e çıktı. Ancak bugün itibariyle 23. Yani geçen hafta bir düşüş gördük. Özellikle yoğun bakıma giren hasta sayısında azalma var. Geçen haftalarda günlük yatan sayımız 200 civarıydı, şimdi 150.

Cerrahpaşa haricinde durum nasıl, bilginiz var mı?

Sizinle bu görüşmemizden önce yoğun bakımcıların online toplantısına katıldım, şu anda devam ediyor, 1500 kişi var o toplantıda. Aynı şeyi orada da duydum; genel bir azalma var. Ama bu bizi rehavete düşürmesin, her zaman alert vaziyette, uyanık vaziyette olmamız lazım. Şu an için stabil bir durum var. Ama sonuçta biz Sağlık Bakanlığı çalışanı değiliz, kendi penceremden değerlendirebilirim. Kendi üniversite penceremden kendi gördüğüm rakamlar şu an durumun stabil seyrettiği, ani bir patlamanın olmadığı yönünde. Açıkçası umutluyum ben şu tablo içerisinden.

Burada tam şunu sormak isterim. Geçen haftaki sokağa çıkma yasağı duyurusuyla birlikte gördüğümüz manzara çok vahimdi. Bilim insanları bunun yansımasını bir hafta sonra, iki hafta sonra göreceğimizi söyledi. Şimdi görebiliyor muyuz?

Aynı şeyi ben de merak ettim. Tüm verilere bakıyorum, birinci haftası oldu, şu an öyle bir şey görmedik. Bir artış vs. görmedik ama önümüzdeki günler ne gösterir bilmiyorum.

Sağlık çalışanları arasında COVID-19 vakaları ne durumda?

68 sağlık çalışanımızda COVID pozitif tespit ettik. Bunların içinde hastaneye yatan çalışanlarımız da oldu ama yoğun bakıma giden olmadı. Bir kısmı eve taburcu oldu. Biz sağlık çalışanlarımız için ayrı bir poliklinik oluşturduk. Ayrı bir yerde takip ediyoruz. Tüm çalışanlara test yapmıyoruz, semptomu varsa, şikâyeti varsa yapıyoruz.

Dünya Sağlık Örgütü’nün kullandığı kodlarla Türkiye'dekiler farklı. Olası ve kuşkulu vakalar ile PCR testi sonucu pozitif olmasa da klinik bulgularla tedavi görenler de COVID-19 kabul ediliyor. Türkiye’de böyle değil. Klinik bulgular vakalara ekleniyor mu? Eklenmesi gerekmez mi size göre?

Zaten COVID-19 ise tomografi bulgusu veriyor. Hatta öksürük şikâyeti olmayan hastaların bile BT (bilgisayarlı tomografi) bulguları pozitif olabiliyor, o tip hastalarımız da var. Bahsettiğiniz aralık çok az bir aralık olabilir. Olası vakalar zaten COVID'liymiş gibi muamele görüyor, COVID sersivine alınıyor, tedavisi ona göre yapılıyor. Ancak bu çok teknik bir konu. Bu bahsettiğiniz kodlarla ilgili soruyu belki enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının yanıtlaması lazım. Ama bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum bu noktada.

Tedavi görüyorlar, doğru. Ben de Türkiye’nin her yerinden pek çok doktorla görüşüyorum. Tedavi görüyorlar ama PCR testi yapılmadığı için yahut test negatif çıktığı için COVID-19 olarak kayıtlara geçmediği bilgisi geliyor. Bundan bahsediyorum.

Cerrahpaşa için konuşayım, böyle bir hasta ben görmedim. Bizde böyle bir hasta yok.

COVID tedavisi gören COVID diye geçiyor mu kayıtlara?

Tabii ki. Zaten bunların sonucu çıkıyor. Çok küçük bir ihtimal onun çıkmaması. Yüzde 99.9 COVID pozitifli hastalar ve sonuçta PCR testi sonucu da bunu destekliyor. Öyle bir durumla ben karşılaşmadım.

Hayatını kaybedenler için de aynı şekilde. Ölüm raporuna doğal ölüm diye yazılanlar var, fakat COVID pozitif prosedürüne göre defnediliyorlar.

Hayır, hayır. Bizde öyle bir durum olmadı. Çünkü zaten vefat eden hastalar COVID yoğun bakımında bulunuyor. Yani COVID için ayırdığımız yoğun bakımda vefat ettiyse zaten COVID pozitif, ayrı bir muamelesi yok.

Peki, şu ana kadar Cerrahpaşa’da vefat eden kişi sayısını biliyor muyuz?

Prof. Nuri Aydın: Az önce aldım o rakamı; 44. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yoğun bakımda 44 vefat eden hastamız var. Sürecin başından beri.

Onların aralarında sağlık çalışanı yok sanırım, çünkü hepsi iyileşti demiştiniz.

Yok. Yok.

Genç bir rektörsünüz, iki yıla yakındır görevdesiniz. Bu kadar büyük bir salgınla başa çıkmaya çalışacağınız geçmiş miydi aklınızdan? Ya da bunun gibi büyük bir meseleyle karşı karşıya kalmak nasıl sizin açınızdan?

Emine Hanım şunu söyleyeyim, ben rektör oldum, ardından bir deprem yaşadık 28 Eylül’de. Üniversitemizin Avcılar’daki bazı binaları hasar gördü; mühendislik, veteriner, Bakırköy’deki sağlık bilimleri fakülteleri. Yirmi gün eğitime ara verdik ve bu fakülteleri, mühendislikte 3 bin 800 öğrencisiyle Büyükçekemece'ye taşıdım. Veteriner fakültesinin eski binaları, ki İstanbul'daki en büyük hayvan hastanesi de var içinde, taşıdık. Bir yandan onu yaşadık, şimdi bu pandemiyi yaşıyoruz. İnşallah bunun da üstesinden geleceğiz diye ümit ediyorum. Zorlu süreçler ama elbirliğiyle bunu halledeceğiz diye ümit ediyorum.

Bu süreçte duygusal olarak sizi en çok etkileyen şey ne oldu, olumlu ya da olumsuz salgını tarif eden şey nedir sizin için?

Hastaneye gittiğimde şunu görüyorum, yoğun bakımdaki, servisteki hemşirelerde, herkeste görüyorum; insanlar bu işi ulvi bir görev olarak yapıyorlar. Of diyen duymadım. Hakikaten, bu çok ayrı bir duygu. Hepsini çok takdir ediyorum. Hiçbir sağlık çalışanının hakkı ödenmez. Bu maddi bir karşılığı olan bir şey değil. Kişiler maddi bir karşılık da beklemiyorlar, bunu bir insani görev olarak yapıyorlar. Beni en fazla etkileyen bu.

Tam da bunu söylemişken şunu da sormak isterim. Sağlık Bakanı bir süre önce tavandan performans ödemesi yapılacak demişti. Cerrahpaşa’da böyle bir şey başladı mı?

Olacak.

Mayıs ayında mı başlayacak?

Bir kademelendirme planladık, üniversitemizin yönetim kurulundan da geçti. Herkes tavandan almayacak, çünkü bizim hiç koronayla alâkası olmayan birimlerimizde çalışanlarımız da var. Yoğun bakımdakiler bunu maksimumdan alacak, tavandan. Hakkaniyetli bir dağıtım yapmak istiyoruz.

Tavandan performans ödemesini sordum, çünkü daha birkaç gün önce öğrendiğim bir şeyi söylemek isterim. Performans ödemesi 0.07 tl, yani 7 kuruş yatan hekim var, 5 kuruş yatan hekim var. Bunu öğrenince doğrudan size sormak istedim. Herhalde nisan ayına yansımadı, mayıstan itibaren mi yansıyacak?

Bu, Cerrahpaşa Dekanlığı ne zaman uygun görürse. Dekanlık karar verecek. Muhtemelen önümüzdeki hafta ya da bir sonraki hafta bu hesaplamalar yapılıp yatırılır.

Nuri Bey, sizin rektör oluşunuzla ilgili çok yazıldı çizildi. Üç yıl profesörlük şartı varken bir yıla indi, siz atandınız, bir hafta sonra tekrar eski haline döndü vs. Bu tip şeyler konuşulurken rektör olarak göreve başladığınızda çalışma arkadaşlarınızla nasıl iletişim kurdunuz? Bir sıkıntı oldu mu, dışlandığınızı hissettiniz mi ya da tam tersi, herkesle iyi ilişkiler kurabildiniz mi? Sonrasında, o zamandan bugüne nasıl gelişti aranızdaki diyalog veya iletişim.

Teşekkür ederim soru için. Aslında bu soruyu bana değil öğretim üyelerimize sormamız lazım. Ben iyi iletişim kurduğumuzu düşünüyorum. Çünkü herkesle benim iletişimim iyi genel olarak. Her kesimden insanla herkesle görüşürüm, onların görüşlerine önem veririm ve kararlarımda bunlar esastır. Aslında soruyu bana değil, daha çok alanda çalışanlarımıza sormak lazım, öğretim üyelerine sormak lazım, onlar ne hissediyorlar, nasıl bir yönetimdeler, mutlular mı değiller mi? Onların söylemesi gerekir.

Tabii ama sizinle konuşurken size soruyorum. Mesela böyle şeyler konuşulurken gergin miydiniz göreve başladığınız sırada, sonra o gerginlik gitti mi? Sizin duygunuzu ve sonrasında değişen halleri merak ediyorum.

Benim için gurur verici bir görev. Tabii ki her görev ilk başlandığında, insan yeni bir göreve başladığında bir miktar farklı bir duygu içerisinde olabilir. Ama şu an tamamen adapte vaziyette işimizin başındayız, ben mutluyum. Teşekkür ediyorum.

Söyleşi: Emine Algan

©Deutsche Welle Türkçe

Editör: Haber Merkezi