Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın haberine göre; işte eğitimcilerin 'bakıcı' polemiği!

OKULÖNCESİ KURUMLAR AÇIK KALMALI

Özel Anaokulları Derneği'nin başkanı Murat Kuş, Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı 'Okulöncesi eğitime devam' kararının öğretmenleri böldüğünü, teşekkür edenler kadar tepki gösterenlerin de olduğunu doğruluyor. Kuş "Aslında her ikisinin de ekonomik boyutu var. Özel anaokulu öğretmenleri, yaklaşık 35 bin öğretmen, maaşlarının kısa çalışma ödeneği olan kısmını alıyorlar ki bu da 1000-1300 liraya tekabül ediyor. Takdir edersiniz bir öğretmenin bu maaşla ailesini geçindirmesi çok zor. Birçok öğretmenimiz görevlerinin başında kalacakları için memnun ve istekli. Tepki ise daha çok MEB öğretmenlerinden. Onlar için ise maaş kesintisi söz konusu değil" diyor.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI NE YAPSIN

'Ortada bir tehlike varsa bunun tüm öğretmenleri kapsaması gerekmez mi?' diye soruyorum. Kuş 'Haklısınız ama' diyerek şöyle yanıtlıyor: "Bugün doktorlar, sağlık çalışanları görev başında ve istifa etmek, izne çıkmak gibi hakları yok. Emniyet mensupları, askerler, gazeteciler... Görev başında yüz binlerce insan var. Anne-babanız 65 yaş ve üzeri olabilir ya da çocuğunuza bakacak akrabanız, eşiniz dostunuz olmayabilir. Bu insanlar kime emanet edecek çocuklarını? Apartman dairelerinde ya da sağda solda öğretmen adı altında hiç bilmedikleri birilerinin elini tutacaklar belki! Biz hem eğitimci hem de bakıcıyız. Kimsenin egosu tavan yapmasın! Çabamız kendimiz ve çocuklar için."

BİR SORU BİR CEVAP

Soru: 7 yaş okula gidemiyor, uzaktan eğitim alacak. Oysa 6 yaşındaki okula gitmek zorunda. Kulağa biraz garip gelmiyor mu?

Cevap: 6 yaş grubu % 7-8 oranındadır ve birinci sınıfa hazırlık grubudur. Uzaktan eğitimi mümkün değildir. Bizim okulöncesi dediğimiz asıl grup 3-4-5 yaş aralığıdır. Kaldı ki ben bir eğitimci olarak mümkünse bir an önce tüm yaş grupları için yüz yüze eğitime geçilmesi taraftarıyım. Çocuklar neredeyse 1 yıldır okula gitmiyor, algıları tamamen geri gitmiş durumda. Kayıp büyük.

BAKICI DEĞİL EĞİTİMCİYİZ

Sosyal medya üzerinden iletişim kurduğum, kendisine Serap diye hitap edilmesini isteyen ve devlette çalışan 27 yaşındaki anaokulu öğretmeni "Öncelikle biz çalışmaktan kaçmıyoruz, özelde işsiz kalacak binlerce meslektaşımız olduğunun da farkındayız. Ancak 'Salgın var, herkes çalışmak zorunda. Çocuklara bakacak kimse yok' denilerek öğretmenden çok 'bakıcı' muamelesi yapılmasına üzgünüz. Kaldı ki okulöncesi eğitim ve kreşler arasında fark vardır. Eğer karar çalışan anneler düşünülerek alındıysa tam gün eğitim veren kreş ve gündüz bakımevleri bu ihtiyacı karşılardı. Anasınıflarında ise zaten sadece 3 saat ders verilebilecek. O nedenle de 'Anasınıfları bakıcılık yeri değildir' diyoruz.