25 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi” kapsamında kadroya alınan Sağlık Bakanlığı’na bağlı temizlik işçilerinin, sözleşmesinde işçilerin oluru alınmadan değişiklik yapıldı. İşçilerin işlerini aksattığı iddiasıyla yapılan yeni düzenlemeyle birlikte sözleşmeye yeni maddeler ekleyen bakanlık işten çıkarmaların da önünü açtığı iddia edildi.

İyi Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, son zamanlarda işçilerin gündemine oturan Sağlık Bakanlığı’nın genelgesini TBMM’de gündeme getirdi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yazılı önerge veren Hüseyin Örs, konuya ilişkin çekinceleri belirterek, Bakanlıktan konuya ilişkin çalışma ve yanıtları beklemekte.

Hüseyin Örs yazısında; “696 sayılı KHK sonrası kamuda çalışan taşeron işçiler kadroya geçme hakkı elde etmişti. Ancak Sağlık Bakanlığı tarafından temizlik işçilerinin sözleşmesinde geçerliliği devam ederken ve işçilerin oluru alınmadan, işçilerin işlerini aksattığı iddiasıyla “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin 4’üncü maddesi değiştirilerek yürürlüğe konulmuştur” ifadesiyle sürgün ve işten çıkarmanın yolunu açarak işçilere dayatma yapıldığı, haklarının gasp edildiği basında yer almış ve ilgili sendikalar tarafından tarafıma iletilmiştir. Sözleşme kurallarını değiştirilmesi için öncelikle işçinin rızası olmasının gerektiği ve işçi zararına olacak biçimde, üstelik bir genelge çıkarılarak değişiklik yapılmasının kabul edilebilir olmadığı; ayrıca değiştirilen 4’üncü maddede, işçilerin il sınırları içindeki başka birimlerde 6 ay geçici görevlendirilebileceği ve bu sürenin 6 ay daha uzatılabileceği öngörülmüş. Bu düzenlemeye göre işçi 1 yıl süreyle başka ilçelerdeki işyerlerinde çalışmak zorunda bırakılacaktır. Bu, iş koşullarında esaslı bir değişikliktir ve 4857 sayılı İş Yasasına göre işçinin rızası aranmalıdır. 4. maddenin yeni biçiminde; temizlik personeli görevini iki kez aksatırsa İş Yasasının 25’inci maddesi uyarınca iş akdinin derhal feshedilmesi öngörülmüştür. Atıfta bulunulan madde, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranılması durumunda feshedilmesini düzenlemektedir. Görevin iki kez aksatılmasının ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık olarak değerlendirmenin doğru olmadığı hukukçular ve uzmanlar tarafından dile getirilmektedir…”