Büşra Şahiner, aile sağlığı merkezinde grup elemanları sıfatıyla görev yapan sağlık personelinin sorunlarını dile getirdi.

Bir aile sağlığı merkezine girdiğinizde bu kurumla ilgili ne düşünürsünüz? Ben söyleyeyim..

  • Öncelikle bu kurumun bir devlet kurumu olduğunu biliriz..
  • Çalışan SAĞLIKÇI'ları da devlet kurumunun çatısı altında olduğunu düşünürüz..
  • Bu kurumda herkesin özlük hakkı vardır ve devlet bu hakları korur deriz..
  • Bu kurum içinde çalışan herkes aynı şeye hizmet eder ve karşılığını herkesle aynı alır, iş güvencesi vardır deriz.. deriz de deriz..

Gelin ben size biraz gerçeklerden bahsedeyim..

Evet burası bir devlet kurumu , evet bizlerde kalifiyeli sağlık çalışanlarıyız(hemşire,att, ebe,tıbbi sekreter,temizlik personeli) bize "grup elemanı" demişler bizim özlük haklarımızı vermemişler aynı kurumda farklılaştırmaya neden olmuşlar .. Bir kısmına iş güvencesi verilmiş devlet himayesi altına alınış, maaşları gelişen ve değişen Türkiye şartlarına uyumlandırmış.. Diğer bir kısmı ve üzücü olanı bizler.. iş veren doktor olmuş, işten çıkaran yine doktor.. askeri ücreti bile vermemişler .. sen bugün işe gel ama yarın doktorun istemezse gelmezsin demişler .. demişler de demişler..

Devlet büyüklerimiz böyle demiş ancak biz bunları yaşarken yıpranmışız, tükenmişiz, birçok sosyal haktan mahrum bırakılmışız , görmezden bilmezden gelinmişiz.. Birçok arkadaşımız işten çıkarılma korkusuyla görev tanımı dışında işler yapmış.. Psikolojik destek almış, Aile birliğinde bozulmalar ve kopmalar yaşanmış hepimiz bu sistem altında ezilmişiz.. Hasta gelmiş takibini yapmışız, doktora kızmış gelmiş bizlerle tartışmış..

Randevusuz gelen hasta randevulu hastanın muayene sırasını istemiş evde çocukları varmış erken gitmesi gerekmiş , randevulu hasta ile çatışmış bizler ortamın sükunetini sağlamışız , hem hasta hakkını korumuş hem olası bir kaosu önlemişiz.. Yapmışız da yapmışız ama karşılık alamamışız..Pandemi var denmiş hadi birlik beraberlik nidaları atılmış hepimiz işimize dört kolla sarılmışız.. herkesle aynı şartlarda aynı işi çok daha fazlasını yapmışız ancak bunu da yaparken "sağlıkçı " sıfatımız olmadığı için dışarı çıkma yasaklarında enerjimizi, sokaklarda kontrol yapan görevli arkadaşlara "sağlıkçı" olduğumuzu kanıtlamak için kullanmışız.. Balkonlara çıkılmış alkışlar eşliğinde bizlere teşekkürler edilmiş.. Ancak "alkış" ve "teşekkür" karnımızı doyurmaya yetmemiş..

Ben biliyorum ki herkes Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan herkesi devlet himayesinde sanıyor değiliz arkadaşlar.. sahi biz neyiz? Bizim bir adımız var mı? Verdiğimiz emeğin bir karşılığı var mı? İstiyoruz ki bizi belli belirsiz sıfatlardan kurtarın.. Hakettiğimiz iş güvencesi ve özlük haklarını verin.

Büşra Şahiner

Editör: Haber Merkezi