Anayasa Mahkemesi’ne giden süreçte itiraz konusu durum şu şekilde: Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı çalışanlarının yaptıkları sözleşmelerin feshini gerektiren nedenlerin Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği öngörüldü..

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru kararında ise özetle; aile hekimleri ile aile sağlığı çalışanların kamu görevlisi statüsünde oldukları bu durumdan dolayı anılan görevlerle hak ve yükümlülüklerin kanunla düzenlenmesi ve konuya ilişkin ayrıntılarında çıkarılacak yönetmeliğe bırakılması gerektiğini ancak; itiraz konusu kuralla bu hususların tamamının doğrudan yönetmeliğe bırakıldığı belirtilerek, diğer taraftan sözleşmenin fesih nedeni olabilecek disiplin cezalarının da doğrudan yönetmelikle düzenlenmesinin suç ve cezaların kanuniliği ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürüldü.

Mahkemenin değerlendirmesi ise;

İtiraz konusu kural, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının sözleşmelerinin feshini gerektiren nedenlerin Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğini hüküm altına almaktadır. Kural, yaptırım konusu eylemleri belirlememek suretiyle ilgililerin hangi somut fiil ve olguya dayanılarak sözleşmelerinin feshedileceğini belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanımamaktadır. Dolayısıyla kamu hizmetlerine girme ve çalışma hakkına sınırlama getiren kuralın belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle Anayasa’nın 70. ve 49. maddeleri bağlamında kanunilik şartını taşımadığı değerlendirilmiştir.

Anayasa’nın 7. maddesinde güvence altına alınan yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesi açısından yapılan değerlendirmede ise kanunla sınırlama kuralı gereğince sınırlamanın yasama organınca yapılması gerektiği ancak itiraz konusu kuralla genel ilkeler ortaya konulmadan, kanuni çerçeve çizilmeden, sözleşmenin feshini gerektiren durumlar genel hatlarıyla da olsa belirlenmeden, ilgili hususların tamamının düzenlenmesinin yönetmeliğe bırakılması suretiyle yürütmeye sınırsız, belirsiz, geniş bir düzenleme yetkisi tanındığı; buna göre kuralın yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesiyle de bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’nın 7, 13, 49 ve 70. maddelerine aykırı olduğuna ve iptaline; iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.

KARAR METNİ