Soru: Merhaba, Sağlık Bakanlığında 4B li olarak 5 senedir çalışıyorum. 2010-2017 yılları arasında atanan ve benim gibi mağdur olan arkadaşlarla alakalı kadro düzenlemesi yapılmadı. Bizi arafta bırakıp görmezden geliyorlar. Malumunuz 2017 yılında 3+1 sistemiyle atananlar kadroya geçmeye başladı. Daha sonra atanıp kadroya geçenleri görmek inanın çok üzücü. Bu durumun düzelmesi için ne yapılmalı?

Cevap:

Kamuda işçi ve sözleşmeli statüde görev yapan personelin iş güvencesi ve daha iyi mali ve sosyal haklara sahip olma amacıyla daha güvenceli gördükleri statülere geçme istekleri bulunmaktadır. Taşaron işçiler her ne olursa olsun kamu işçisi olma, geçici işçiler sürekli işçi kadrosuna, sözleşmeli personel memur kadrosuna atanmayı istemektedir.

Geçmişte 2004 yılında 5620 sayılı Kanunla geçici işçilerin sürekli işçi veya sözleşmeli personel yapılması, 2011 yılında 4B'li sözleşmeli personelin memur kadrosuna geçirilmesi, 2013 yılında bu defa 4B ile birlikte kamuda farklı mevzuata tabi sözleşmeli çalışanların memur kadrosuna geçirilmesi, 696 sayılı KHK ile taşaron personelin sürekli işçi yapılması dikkate alındığında çalışanlar kendilerince haklı bir beklenti içinde bulunmaktadır.

Kamu istihdamı da kendi içinde tutarlılıktan yoksundur. Statüler iç içe geçmiştir. Memur, sözleşmeli personel ve işçilerden aynı işi yapanlar ve aynı fiziki ortamı paylaşanlar mevcuttur. Sözleşmeli personel de homojen bir yapı olmayıp kendi içinde ayrışmıştır. Devletin hangi gerekçelerle istihdam şeklini ayrıştırdığının mantıklı bir izahı yoktur. İdare bakımından gerekçeler işçi ve sözleşmeli personel alımlarında memur alımına kıyasla kurumlara daha fazla esneklik sağlama isteği, memur alımı için sayıca daha az kontenjan tahsisi, tayin, görevde yükselme gibi taleplerle muhatap olmama isteği olabilir. Ancak Devletin öncelikli arzusu kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gördürülmesi olmalıdır. Göründüğü kadarıyla istihdamdaki mevcut yapı bu arzuya hizmet etmemektedir.

Sözleşmeli personel bakımından kadroya geçme daha güvenceli bir istihdam imkanı, görevde yükselme ve unvan değişikliği hakkı, çok daha kolay bir şekilde kurum içi ve kurumlar arası tayin imkanına kavuşma demektir. Kadrolu ve sözleşmeli statünün mali ve sosyal haklarındaki farklılık, bu farklılığın bir gerekçesinin bulunmaması ve geçmişteki seçim stratejilerine bağlı olarak iktidarın uygulamaları kadroya geçme beklentisini haklı çıkarmaktadır.

Kadroya geçme talebi hem personel hem de sendikalardan gelmektedir. Kamu Personel Danışma Kurulu toplantılarında ve toplu sözleşme sürecinin değişmeyen taleplerinden biridir. Kamuda en çok üyeyi temsil eden Memursen 2019 yılında Kamuda Sözleşmeliliğe Son sloganıyla bir şura düzenlemiş ve taleplerini hükümete iletmiştir.

Son yıllarda sözleşmeli istihdamın sürekliliği uygulamasından vazgeçilmeye başlandığı görülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başlangıçta 4+1 olarak bilinen sonradan baskılar sonucu 3+1 olarak güncellenen uygulamayla kamuya sözleşmeli personel olarak girme ve 3 yıl sonunda kadroya geçme hakkı getirmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığında da aynı uygulama yürürlüğe konulmuştur. 3 yıllık süre dolmaya başladığından bu kapsamdaki sözleşmeli personelin kadroya geçiş süreci başlamıştır.

Bu durumda en son 7 yıl önce kadroya geçiş imkanı sunulan 4B ler göreceli olarak mağdur edilmektedir. Bu konuda ne yapılabilir? En azından kısa vadede sözleşmeli istihdamın yeknesak bir hale getirilmesi, süresiz sözleşmeli uygulamasına son verilerek 3+1 sisteminin genel uygulama halini alması gerektiğini düşünmekteyiz.