Lise yıllarında Tıp Fakültesini kazanmak için canla başla, diğer akranlarım gibi dışarda oynamaya vakit bulamayıp çaba sarfettik ve kazandıkda. 6 yıl en zor şartlarda, Türkiye’deki tüm üniversiteler 4 yıl iken bizler 6 yıl üniversite hayatından sonra bu defa çok ama çok zor bir sınav olan TUS sınavı için ter döktük. Hiç abartmadan söyleyebilirim 3 ay boyunca hayattan kendimi izole ederek ders çalıştım ve Tıpta Uzmanlık Sınavında Genel Cerrahisi uzmanı oldum. 6 yılda bunun için egitim aldım.

Ama şuan sağlık sektörünün en adaletsiz maaş ve çalışma koşullarıyla çalışıyorum. En adaletsiz, en acımasız, en kötü sisteminde insanlara hizmet ediyor olmak çok kötü bir his. Neden mi?

Düşünün evinizden çıkıyorsunuz. Kamuya ait bir devlet hastanesinde çalışıyorsunuz. Beraber aynı yıl, aynı dönem çalışıp hekim ve uzman hekim olduğunuz arkadaşlarınız ile maaşınız aynı değil. Düşünün kendinizi bizim yerimize koyun. Devlet Hastanesinde sözleşmeli hekim, maaşı 30 bin lira. Başka bir doktor, kadrolu, oda performansa dayalı çalışıyor, 17 bin lira maaş.  Ben ise sadece kadroluyum ve acil endikasyonlara bakıyorum maaşım 11 bin lira. Tabi hastalanırsam, kaza geçirirsem sadece 8 bin lira maaş.

Aradaki uçuruma bakın. Ülkenin sınırları içinde benden çok okuyan benden çok çalışan yok. Çünkü olamaz. Dışardan bakılınca veya bu satırları okurken "hocam sen birde beni gör" diyenlere ayakta 5 saat dursun, beni anlar diyorum. Çünkü kimse bizim kadar çok çalışacak işi yapmıyor! Saglık sistemi çalışanlar için bu yüzden en kötü en acımasız sistem halini aldı .

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca umarım bu adaletsizliğin önüne geçer