İstanbul’da bulunan Kartal Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi çalışan sağlık emekçileri toplu sözleşmede maaşlara yapılan düşük zamma tepkili. TİS öncesi zammın yanında çalışma koşullarının da iyileştirilmesi taleplerinin olduğunu hatırlatan emekçiler bu taleplerin de karşılanmadığını dile getirdi.

Bir hemşire, “Artık alıştığımız bir şey. Kime bu zamana kadar hak ettiği kadar bir zam vermişler ki sağlık çalışanına da versinler” dedi.

“Burada Memur-Sen” var diyen başka bir hemşire de şunları söyledi: “Bir iş yaptıkları, bizim için hayırlı bir şeye vesile oldukları yok. Zam oranları da onları rahatsız etmedi. Diğer sendikaların da adını duyduğumuz oluyor ama Memur-Sen’in adı daha yaygın hastane içerisinde. Yaygın olmasının sebebi de hastane içerisinde bir şey için mücadele etmelerinden, birilerinin hakkını savunduklarından falan değil. Bu binaya girmek istiyorsan, hastanede yönetici olmak istiyorsan Memur-Sen’li olman gerek. Memur-Sen’den olmayanı almıyorlar yönetime. Onlar da bizi değil, kendi cebini düşünüyor. Dertleri davaları bizden uzakta.”

Başka hemşire de de “TİS demek sadece ücrete ne kadar zam yapıldığı demek de değil. İyi bir zam gelmedi. Bunun yanında sağlık çalışanların tek sıkıntısı bu değil ki. Türkiye’nin ayrı ayrı hastanelerinde çalışan sağlıkçıların bu zamana kadar söyledikleri ne kadar sıkıntı varsa, hepsinin tamamı bu hastanede mevcut. Şu ana kadar hiçbir konuda sıkıntımızı çözmediler” diye konuştu.

"EMEKLİ OLUNCA ÜÇ KURUŞ PARA ALACAĞIM"

Ödemelerin tek seferde ve maaş kapsamında yapılmadığını ifade eden hemşire, “Bir ayı dörde bölmüşler, belirli aralıklarla parça parça yatıyor. Neden yapıyorlar bunu? Esas görünen maaşım az olsun diye. Yıllar sonra olur da emekli olabilirsem, emekli maaşım az olsun diye. Şimdi genciz, belki çok dert değil gibi duruyor ama benim bugünkü maaşıma yapmadıkları zamla yetinmiyor bunlar. Yıllar sonraki emekli maaşımın derdine bile şimdiden düşmüşler. Emekli olunca üç kuruş para alacağım. Beş yılda bir seçim oluyor ülkede. Her seçimde 3600 ek gösterge sözünü veriyorlar. Ama bugüne kadar verdikleri sözü hayata geçirdiklerine hiç şahit olamadık” dedi.

Hemşirelerin tamamının dile getirdiği sıkıntılardan biri de kahvaltı öğününden faydalanamamaları ve olan öğünlerin de sağlıksız olması. Hemşireler şunları anlatıyor: “24 saat çalışıyoruz. 24 saatin üzerine resmi bir dinlenme süresi tanımlanmış değil. Kafayı biraz dinlendirip yine geliyoruz, bir 24 saat daha devam. Çalışma saatlerimiz değişti şimdi. Önceden bu 24 saate kahvaltı öğünü denk geliyordu, şimdi gelmiyor. Kahvaltı saatini kaçırıyoruz, çalışıyoruz o saatte. Yakın zamana kadar, kahvaltı saatlerinde çalıştığımız için yemekhaneye inemediğimizden yukarı, bizim kata çıkarıyorlardı kahvaltıyı. Koridorda, odada bir şekilde yiyorduk. Şimdi onu da yasakladılar. Yemekhane çalışanları yemek çıkaramıyor yukarı. Mecbur para verip alıyoruz kahvaltıyı. O da çoğu zaman bir tane tost oluyor anca. Ama öğlen verdikleri yemek tosttan beter. Yemeklerin zaten tadı tuzu yok. Sadece tadında sorun olsa yine iyi, aynı zamanda çok sağlıksız yemekler. Her öğle yemeğinden sonra mutlaka birkaç arkadaşımız midesini bozuyor. Burada ülser olan, gastrit olan arkadaşlarımız var. Her yemekten sonra mutlaka bir sancı çekiyorlar. Yesen bir dert ama yemesen de olmuyor. Yemesen kaldıramazsın 24 saati. Çok söyledik, çok konuştuk, şikayetimizi ilettik bir yerlere ama değişen bir şey yok.”

Kaynak: Eren YÜCEBOY / Evrensel

Editör: Haber Merkezi