Bursa’ya yaptığı ziyaret sırasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile sohbet eden Sağlık Bakanı Koca, "bugün daha çok sizlerin açacağı konuları konuşmaktan yanayım" dedi.

Tıp fakültesi öğrencilerine hitaben, "sorunun ve cevabın birbirini dürüstçe tamamlaması için elinden geleni yapacağını" belirten Koca,"sağlık çalışanlarımızın yaşadığı devasa sorunların monologlarla çözüldüğünü hiç duymadım, monolog değil diyalog ihtiyacındayız" dedi.

ÇABALARIMIZ KARARTMAYA UĞRADI

Kimi çabalarının karartmaya uğradığını söyleyen Bakan Koca, "çok önemli bazı gelişmeleri görememiş olduğunuzu kabul edeceğinizi umuyorum ancak bir taraftan da sizlere hak veriyorum" dedi. 

KOCA:5 TEMEL SORUNUMUZ VAR

Mesleğin saygınlık kaybı yaşadığını belirten bakan koca, sağlıkta şiddet, malpraktis ve ücret başta olmak üzere Özlük hakları ve çalışma ortamı kaynaklı olumsuzlukların temel beş sorunu teşkil ettiğini söyledi.

KOCA: BU 3 MESLEK SAYGINLIK KAYBINA UĞRADI

Mimarlık, avukatlık ve hekimlik gibi üç mesleğin yakın dönem içerisinde saygınlık kaybına uğradığı söyleniyor diyen Koca, "hekimlerdeki saygınlık kaybı son birkaç yılın meselesi değil diyor araştırmalar. Çalışmanın doğrusu düşündürücü bulduğum bir ana tezi var" diyen Koca: "bugünün genç hekimleri diyor bu araştırmacı, Tıbbiye’ye eski kuşaklardan hekimlerin sahip olduğu saygınlık beklentisi, maddi imkan öngörüleri ile girdiler. Fakat geçmişin bugüne bu projeksiyonu hayal kırıklığına yol açıyor. Görüşte bir gerçeklik payı varsa da ben sizin adınıza tüm taleplerle idealistim" dedi.

ÜCRETLER PROBLEM OLMAYA DEVAM EDERSE, TOPLUM YARIN HEKİM BULAMAZ

Konumuz şiddetse, şunu biliyoruz: Hekimin güvende olmadığı yerde hasta da güvende değildir. Konumuz Malpraktis ise biliyoruz ki, hekim gerekli tedaviyi bıçak sırtındayken yapamaz. Gerçek anlamıyla hekim-hasta ilişkisi kurulamaz. Ücretler eğer problem olmaya devam ederse, toplum yarın kapısını çalacağı hekim bulamaz. Sağlık sisteminin öznesi hekimdir, sağlık sisteminin öznesi sağlık çalışanıdır. Suçun Katalog Suçları kapsamına alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak. Zihninizde canlansın diye örnek vereyim: Bir sağlık çalışanını yaralama; kasten öldürme, işkence, intihara yönlendirme gibi ağır suçlarla aynı başlık altında toplanıyor.

Hazırlanan Malpraktis yasasının özü nedir? 

Hekim, sağlık çalışanı kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler sebebiyle tazminat ödemeyecek. Olayı hasta açısından düşünmek de gerekiyor elbette. Hekime rücu edilmeyecek olan tazminatı devlet ödeyecek. Zaten meraklı olmadığımız Hukuk bilgisine pek ihtiyacınız olmayacak. Tabi ben, hukuk bilgimi geliştirmek zorundaydım. Dersime iyi çalıştım, ama bu yan dal ihtisasına devam. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Bu konuda söylenecek ne varsa hepsinin özeti budur. Düzenlemeyle birlikte, bir Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulacak. Kurul, nedense bir kafa karışıklığına yol açtı. Oysa düğümlerin çözüleceği yer orasıdır. Sorularınızı yönelteceğiniz zaman, lütfen her ayrıntıyı sorun. Her sorunun bir cevabı var!

Üzerinde durmak istediğim diğer konu, başta ücret olmak üzere özlük hakları.

Geçtiğimiz hafta Sakarya Tıp Fakültesindeydim. Bir asistan arkadaşımız, birçok sorunu akıcı ve akılcı şekilde sıraladı. Sonunda buruk ve sitemkâr bir ses tonuyla dedi ki “Sayın Bakanım, 10 bin 200 Lira maaş alıyorum. Bu parayla nasıl evleneceğim?” Böylesine candan somutlaştırma beni etkiledi.
 
Bu ülke asistana 10 Bin 200 liracığı mı layık görecek? Her halde bu konudaki hazırlıklarımızı soracaksınız. Ve sanırım bana, 1 Aralık 2021 tarihini de hatırlatacaksınız. Size hak veriyorum, ertelenen zam bize olan güvenoyunuzda fireye yol açtı.
 
 
Biz, kâğıt ve kalemden fazlasına ihtiyaç duymadan eser verebilen sanatkârlardan değiliz.
Hekimlik mesleği, özellikle tıbbi teknolojiden bunca yararlandığımız günümüzde, belirli ihtiyaç ve şartlara göre düzenlenmiş ortamda yapılır. Bu şartlar, gerekli yardımcı personeli de içerir. Bu konularda ciddi eksiklerimiz var. Hekimlerimizin büyük kısmı işlerini tek başına yürütüyor. Tıbbi sekreter sayımız yetersiz. Karşıma upuzun bir problem listesi çıkaracağınızı biliyorum. İhtiyaçları daha da iyi kavramak için can kulağıyla dinleyeceğim.

NÖBETLER KONUSU..

Nöbetler konusunu, çalışma ortamı şartları kapsamında ele almalıyız. 36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor. Çözüm teşebbüslerimize tanıksınız. Çalışma süresini maksimum 24 saatle sınırlandırmak istediğimi, nöbetlerle ilgili olarak da hakkaniyetli bir ücret düzenlemesine gidilmesini amaçladığımızı vurgulamak isterim. Çabamızdan emin olun. Şartlarınız iyileşene kadar, ben de en az sizin çalıştığınız kadar çalışmaya varım.

Ben bugün Sağlık Bakanıyım. Ama yaşadığım sürece meslektaşınızım. Size karşı ödevlerimi biliyorum. Yerine getirdiğim, getirmekte olduğum kısmını sorularınızla açmaya çalışacağım. Buradan Ankara’ya, Bakanlık binasına yeni ödevlerle döneceğim.
 
Emin olduğum bir şeyi sizin de bilmeniz, daha doğrusu zaten sahip olduğumuz bilginin adını koymamız gerekir. Sağlıktaki tüm sorunların çözümünde çatı kavram acaba nedir?
 
Sağlıktaki tüm sorunların çözümünde çatı kavram bence adalettir. Düşük ücret bir adalet sorunudur. 36 saat nöbet bir adalet sorunudur. Mecburi hizmet sürelerinde kadro farkına bağlı uygulama bir adalet sorunuydu.
 
Örnekleri çoğaltmamıza gerek yok. Beni anladınız. Adaletin tesisi iradelerin doğru yerde toplanmasına bağlıdır. Yolu da yol arkadaşlığı açar.
 
Buraya kadarki kısım için teşekkür ediyorum.