Türkiye Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası (Türkiye Yol-İş) ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında 19. Dönem İşletme Düzeyi Toplu İş Sözleşmesi İmza Töreni, Karayolları Genel Müdürlüğünde düzenlendi.

Törene, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar ile bazı kara yolu işçileri katıldı.

Bakan Bilgin, törende yaptığı konuşmada, toplu sözleşme görüşmelerinin, toplumsal uzlaşmanın üretilmesi ve emeğe verilen değeri göstermesi bakımından kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Toplu sözleşmelerin işler hale gelmesinin, ülkede demokrasinin güçlenmesi anlamı taşıdığını bildiren Bilgin, emekçiler ile devlet ve işveren arasındaki uzlaşmaların aslında toplumun gücünü artıran uzlaşmalar olduğunu ifade etti.

Bilgin, "Türkiye'nin zenginliklerinden, ürettiği değerden emeğin pay alması, Türkiye'nin zenginliğine zenginlik katacağına inanıyoruz. Bunun için biz emekçilerimizin, çalışanlarımızın sadece ücret değil, sosyal haklarıyla, bütün kazanımlarıyla. Bu sene ilk defa 'kıdem zammı' diye bir zam ilave ettik. Bütün bunlar, birlikte olduğumuzu gösteren mutabakatlar yaptığımız zaman ne kadar zenginleşeceğimizi göstermektedir." diye konuştu.

Sözleşmelerin hangi şartlarda yapıldığının önemli olduğunu ifade eden Bilgin, Türkiye'nin, bu sözleşmeleri dünyanın yaşadığı en büyük kriz olan salgın şartlarında gerçekleştirdiğine işaret etti.

Bu süreçte Türkiye'nin, sağlık sistemini ayakta tutarak vatandaşlarına salgınla mücadele edecek imkanları sunduğunu belirten Bilgin, bunların kaynağının sosyal güvenlik sistemi olduğunu kaydetti.

- "Memurlardaki ek gösterge meselesinin takvimini kamuoyuyla paylaşacağım"

İşçilerin yanı sıra memurlarla da toplu sözleşme yaptıklarını anımsatan Bilgin, şunları kaydetti:

"Birçok sosyal güvenlik sorununu, ek gösterge sorununu ele aldık. Onların çözümü için şimdi bir süreci başlattık. Memurlardaki ek gösterge meselesini ele aldık ve zaman içerisinde onun takvimini kamuoyuyla paylaşacağım. O sorunu çözeceğiz. Sözleşmeliler sorunu var, o sorunu da çözeceğiz, onu da bir takvime bağladık. Sözleşmemizde kayıt altına aldık. Dolayısıyla önümüzde sorunlar ve bu sorunları çözdükçe güçlenecek bir Türkiye var. Emekçileriyle buluşarak, onların taleplerini karşılayarak ilerleyen bir Türkiye var."

Bilgin, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüdüğünü anımsatarak, "Bunun için de baz etkisi var. İktisatçılar bunu bilirler. Fakat onu da dikkate aldığımız zaman Türkiye'nin gerçekleştirdiği büyüme, reel büyüme, yaklaşık yüzde 10'un üzerindedir. Buradan tahminimi söyleyeyim, bu sene sonu itibariyle Türkiye, yüzde 10 civarında büyüyecektir." diye konuştu.

Bu büyümenin Türkiye'nin, devletinin ve çalışanların emeğinin gücü olduğunu ifade eden Bilgin, bu başarı karşısında gurur duyduğunu söyledi.

- "Türkiye, yıl sonunda muhtemelen dünyanın en hızlı büyüyen iki, üç ülkesinden biri olacak"

Bilgin, konuşmasına şöyle devam etti:

"12 Eylül'ün tortularını üzerimizden iş yasalarında başta olmak üzere, bütün yasal mevzuatta ortadan kaldırıp atmak durumundayız. Türkiye'yi antidemokratik ülkelerle mukayese etmek, kapalı rejimlerle mukayese etmek hiçbir şey ifade etmez. Türkiye, İngiltere'den sonra ikinci sırada büyüyen bir ülkedir. Ekonominin gücü o düzeydedir. Yıl sonunda da muhtemelen dünyanın en hızlı büyüyen iki, üç ülkesinden birisi olacaktır. Bütün bunları dikkate aldığımızda geleceğe ümitle bakıyoruz."

İş Kanunu'nda, toplu sözleşme kanununda, bütün çalışma mevzuatında sorunlar olduğunu belirten Bilgin, bu sorunları ortadan kaldıracak bir çalışmayı başlattıklarını söyledi.

Bilgin, sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki çalışmalarını çok değerli bulduklarını ifade ederek, "Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda başta anayasa olmak üzere, bütün çalışma hayatıyla ilgili mevzuata dahil olmak üzere her alanda yapılması gereken reformlar önümüzdedir ve bu reformları başarmakta kararlıyız. Dolayısıyla bu konuda kimsenin bir tereddüdü olmasın. Türkiye, demokrasi içinde büyüyen bir ülkedir." diye konuştu.

- "12 Eylül'de sendikalarla ilgili inanın o kadar olumsuz bir anayasa var ki elimizde"

Türk-İş Genel Başkanı Atalay ise Karayolları Genel Müdürlüğünün, ülkenin en önemli kurumlarından biri olduğunu belirterek, kara yolu işçilerinin yazın 40 derece sıcakta, kışın karla mücadelede görev yaptıklarını söyledi.

Kamu sözleşmelerinin devam ettiğini belirten Atalay, toplumun kabul etmediği sözleşmenin altına imza atmadıklarını, hepsini sendikalarla görüşüp beraber yaptıklarını ifade etti.

Atalay, "12 Eylül Anayasası ile halen idare ediliyoruz. 40 sene oldu. Yamalı bohça gibi. Zaman zaman 'Anayasa'yı değiştirelim' diyorlar. Bazıları 'dursun' diyor, bazıları 'durmasın' diyor. Öyle ihtiyacımız var ki biz çalışanların ihtiyacı var. 12 Eylül'de sendikalarla ilgili inanın o kadar olumsuz bir anayasa var ki elimizde. Nace kodu problem, yetki problem, Yüksek Hakem Kurulu sıkıntılı, asgari ücret problem. Yani bunları çözmemiz gerekiyor." diye konuştu.

15 milyon çalışanın örgütsüz olduğuna işaret eden Atalay, bazı işverenlerin, iş yerlerine sendikaların girmesini istememelerine ilişkin ise "Hiç kimsenin malını, tapusunu alacak halimiz yok. 2 bin kişinin çalıştığı yerde bir kişiyle muhatap olacaksın. İşçi kimi istiyorsa onu seçsin onunla muhatap ol. Kazanıyorsan ver, kazanmıyorsan verme. İşçinin olduğu yerde, sendikanın olduğu yerde bir bakın iş kazaları yüzde 99 olmuyor." ifadelerini kullandı.

- "Anayasa değişirken çalışma hayatıyla ilgili taleplerimiz hallolursa ülkenin önünü açarız"

Atalay, açıklamasında şunları kaydetti:

"Sendikalar, yılda asgari ücretle, kıdem tazminatıyla ve sözleşmeyle gündeme geliyor. Onun dışında ortada yokuz. Onun için bu yasalarla ilgili 6 aydır bir çalışma yapıyoruz. Türkiye'nin değerli öğretim üyeleri, hukukçularımız çalışıyor. Zaten önümüzdeki günlerde bakan beye bununla ilgili brifing vereceğiz. Anayasa değişirken çalışma hayatıyla ilgili bizim bu iki, üç haklı talebimiz hallolursa ülkenin önünü açarız. Adam vergi ödemiyor, sigorta ödemiyor, çalışıp çalışmadığı belli değil. Onun için bu meseleleri kayıt altına almanın tek yolu, örgütlenme. Onun için örgütlenmekten ürkmemek lazım."

Bir senedir gündeme gelmeyen kıdem tazminatı konusunun bir daha gündeme gelmemesi temennisinde bulunan Atalay, "Almayanlarla ilgili bir çalışma yapalım ama mevcut sistemden biz razıyız." dedi.

Konuşmaların ardından taraflar, toplu iş sözleşmesini imzaladı.

Editör: Haber Merkezi