Sadece 4 yıllık lisans mezunu olma şartı bulunan sözleşmeli idarecilik sisteminde, kamuda istihdam türü olan kadrolu memur ya da işçi pozisyonunda olunmasına gerek duyulmuyor. (Öğretmen, Polis, imam yada bir markette kasiyer olarak çalışıyor olunsada, 4 yıllık herhangi bir lisans diploması ve örneğin sakallı bir dayı varsa arkanızda, hemen sözleşme imzalayarak yönetici olunabiliyor)

HASTA TAKİBİ YAPARAK MAAŞ ALAN VAR

Sözleşme imzalayan bu kişinin memuriyetle yakından uzaktan alakası olmaması nedeniyle genellikle işler karışmasın diye idari işlere bulaştırılmazken, hastanede Sağlık Müdürlüğündeki çok YÜKSEK bürokratların hastalarının takibi, muayene ettirilmesi gibi uzmanlık gerektiren işlerle mesai yapmayı "ücret almaya hak" olarak görebiliyorlar.

Birde sözleşme imzalayamayacağından emin olduktan sonra hastaneyi karıştırmak için mesai yapan türleri var ki "en tehlikelisi" olarak bunlar gösterilebilir. Çünkü "nasıl olsa gidiyorum, sözleşmede yenileyemedim" diyerek olmadık fitnenin, dedikodunun mimari olmak için mesai harcıyorlar.

Herhangi bir başvuru yada sınava tabi tutulmadan tamamen referans sistemi üzerinden liyakat olgusundan kilometrelerce uzakta yapılan bu atamalar sağlık camiasının kanayan yarası olmuş durumda.

DİLLERİNDEN ÇOK ÇALIŞIYORUZ SÖZÜ DÜŞMÜYOR

“Biz idareciler çok çalışıyoruz, çok fedakarız” diye sürekli büyük cümle kurarak astları durumundaki personelin açlık sınırında maaş aldığını dahi umursamadan, geçinebilmek adına fazla mesai isteğini dahi küçümseyecek kadar EGO sahibi, 25 yıllık personele nöbet tuttururken daha göreve yeni başlayan 1 yıllık personele masa başından kahve story’si paylaşmasının zeminini hazırlayan, Yüksek lisans yapmış personelin başına lise mezunu sorumlu atayan, sanki bulundukları yöneticilik makamına sınavla gelmiş gibi liyakati dilinden düşürmeyen yöneticilerle sağlık çalışanlarının başı uzun yıllardır dertte.

GÜVENLİK KAMERASIYLA HASTANEYE HAKİM OLACAĞINI SANANLAR..

Herhangi bir nedenden dolayı hedefine koyduğu personele adeta kabus günü günler yaşarak mobing nasıl yapılırın kitabını yazan, akşama kadar odasından izlediği yetmiyormuş gibi hastane kamera sistemini evine gittiğinde dahi İP üzerinden akıllı cihazından izleyerek hastaneye hakim olduğunu sanan, kendisi mesaisine 1 saat geç geldiğini unutup personelin 5 dakika geç kalmasının hesabını soran idareciler “hangi başkanın ya da hangi Genel Müdür Yardımcısının arkasında olmasına güveniyor? bilinmiyor.

50 BİNE YAKIN ÜCRET ALIYORLAR

Alması gereken maaşın 2 katı ya da daha fazlasını alan ama sürekli “bu parayla bu iş yapılmaz” dediğini unutup her sözleşme dönemi uykuları kaçarcasına izin alarak sözleşme için koşturan, iyilikleri kendinden kötülükleri başkasından bilen, odalarından dışarı çıkmaya tenezzül etmedikleri gibi personele randevu vermeyen, imza atmaktan imtina eden ve buraya dikkat mevzuatı bilmeyen öyle ki kanun ile yönetmeliği ayırt edemeyen sözleşmeli yöneticilerden bahsediyoruz.

ÖZEL ÇALIŞANLARI VAR

Ak Parti İl Yönetiminden birine sırtını dayayan ya da sendikadan güçlü bağlantı bulan veya Sağlık Müdürlüğündeki etkin (partide tabiki) bir başkanın koltuğun altına girerek ballı lokma maaş almayı bilen ama kurum iç yazısının yönetmelikten üstün olmadığını bilmeyen, “saat 14.00 bitki çayı saatim, saat 16.00 soda saatim diyerek” özel hizmetine en az 5 personel görevlendiren sözleşmeli yöneticilerin atamasına Sağlık Bakanlığı sizce ne zaman çözüm bulacak?