Maşallah, Çorum sağlık sektörüyle ilgili öyle bir aşamaya geldi ki, İstanbul’la yarışır oldu. Buna marifet mi diyelim, marifetsizlik mi diyelim ona okurlarımız karar versin. Tüm Türkiye’de sağlık müdürlüklerinin ataması yapılırken, İstanbul Sağlık Müdürü ve Çorum Sağlık Müdürü ile birlikte henüz birkaç noktada atama yapılamadı. Hadi İstanbul’un büyüklüğü ve muazzamlığı anlaşılır bir durum, fakat Çorum neden bu durumda onu anlamak biraz güç.

Aslında şehirlerin tümü İstanbul’la yarışmaktan onur duyar. Çünkü İstanbul adeta devlet demektir. İstanbul’la boy ölçüşmek bırakın Türkiye şehirlerini, dünya şehirlerini bile heyecana boğar. Fakat ne acı ki bizim bu yarıştaki konumumuz başarı üzerine değil, tamamen basiretsizlik ve iş bilmezlik üzerine.

Süre uzatma gibi stres ve baskı dolu bir yöntemle, sağlık yöneticilerini iş yapamaz duruma getirmekten öte, dört başı mamur bir yöntemle sağlık sektörümüz güçlendirilmelidir. Çözüm üretemeyen yerel siyaset, uzatmaları oynamak gibi verimsiz bir yöntemin eteğine tutunuyor. En başarılı insan bile, kısa süreli uzatma dönemlerinde büyük projelere imza atamaz.

Ömer Sobacı hocamızın görev süresinin üç ay daha uzatılması talebiyle, kördüğüm haline getirdikleri soruna güya çözüm buluyorlar. Bizim için sağlıkta hizmet veren tüm hocalarımız değerli ve hepsi de yöneticiliği layıkıyla yapar. Önemli olan, isimden öte sorunun çözümü adına ortaya konan çözümsüzlüğün varlığıdır.

Öncesinden de sağlık sektörü çok özeldi ve kıymetliydi ama hele de pandemiyle birlikte tüm dünyada en önemli hizmet alanı sağlık sektörü oldu. Herkes üzerine ihtimam edip, sağlık sektörüyle ilgili hassasiyetini ortaya koyarken, bizim siyasilerimiz birbirleriyle kapris yarışı yapmaktan, el kadar memlekete yönetici atayamıyor, belirsizlik günler alıyor.

Benzeri, hastane yönetimleri için de geçerli. Belirsizlik ve kaostan beslenen siyasi anlayışın faturası memleket insanına kesiliyor. Üstelik sağlığı pahasına.

Sağlık yöneticileri teskereci askere dönüştürüldü. Siyasiler, en küçük bir hürmetsizlik (!) görse, tehditler savurup ucuz kabadayılık yapıyor. Sanırsınız doktorların diplomalarını kendileri lütfetmişler.

Siyasilerin gözünde bir sağlıkçının başarısı, memlekete sağlayacağı hizmet ve katma değerden öte, kendilerine şartsız şurtsuz biat etmesine bağlı hale gelmiş.

Siyaseti memlekete hizmet yolu görmeyip, kendi istikballeri için döşenmiş otoban olarak kabul eden zihniyet, güya bu şehri sağlık yönünden bölgenin yıldızı yapacak!...

Siyasetçinin asli görevi, bu şehirde ön açmaktır, katkı sağlamak ve problemleri çözmek için samimiyetle çaba sarfetmektir. Peki Çorum’da öyle mi oluyor? sorusunu ele alacak olursak, ne yazık ve ne acı ki bunun cevabı olumlu değil.

Artık sağır sultan bile siyaset erbaplarının kapris ve bencilliklerini biliyor. Birbirleriyle olan kavgaları yüzünden şehri adım adım geri götürüyorlar. Kendi istikballeri için kurdukları siyaset oyunlarına harcayacakları enerjilerini, iyi niyet ve samimiyetle şu aziz şehre harcasalar, hem kendilerinin siyasi kariyeri artacak hem de memleket her alanda geri gitmekten kurtulup ilerleyecek.

Varsa siyasi bir beceriniz onu bu memleketin önünü açıp problemleri çözmek için kullanın. Milletin dualarıyla taçlandırıp, göz yaşlarıyla bezediği, hele ki 15 Temmuz başta olmak üzere canı ve kanıyla açtığı bu yola halel getirmeyin. Memleketi bereketsizleştirmeyin. Hadi her şeyi ayaklarınızın altına serip üzerine basa basa boyunuzu yükseltmekte bir beis görmüyorsunuz, en azından sağlık alanını temiz bırakın da milletin sıhhatiyle oynamayın.

Ez cümle; neredeyse gölge etmeyin başka ihsan istemez dedirtecek noktadasınız haberiniz olsun.